17 Haziran 2021 Perşembe

Türk Mutfağı Tanıtım Faaliyetlerinin Gastrodiplomasi Kavramı Açısından İncelenmesi

 


Türk Mutfağı Tanıtım Faaliyetlerinin Gastrodiplomasi Kavramı Açısından İncelenmesi

Türk Mutfağı Tanıtım Faaliyetlerinin Gastrodiplomasi Kavramı Açısından İncelenmesi
Serkan Yiğit
Cinucen Okat

Özet

Yüzyıllardır mutfakların diğer ülkeler ile olan ilişkilerde güç ve iletişim aracı olarak kullanılması kavramı; “Gastrodiplomasi” olarak adlandırılmaktadır. Gastrodiplomasi en kısa ifadeyle; bir ülkenin sahip olduğu mutfak kültürünün kültürlerarası etkileşim aracı olarak kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan, Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirmiş olduğu Türk mutfağı tanıtım faaliyetlerinin gastrodiplomasi kavramı açısından incelemektir. 

Bu amaçla, Tanıtma Genel Müdürlüğü tarafından 2014 yılından itibaren yayınlanan on altı tanıtım bülteni içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın bir diğer amacı ise; arama motoru verilerinden faydalanarak, Türk mutfağının tanıtımı için hedef ülkeleri listeleyebilmektir. Çalışma kapsamında, içerik analizi ile incelenen on altı tanıtım bülteninde; Türk mutfağı ile ilgili on dört adet gastrodiplomasi faaliyeti tespit edilmiştir. Ayrıca Türk mutfağını arama motoru üzerinden en çok arayan on ülke belirlenmiştir.

Giriş

Günümüz dünyasının küresel bir sisteme dönüşmesiyle birlikte, ülkeler birbirleri ile hem ticari hem de kültürel anlamda yakınlaşmışlardır. Küreselleşme kavramıyla, ülkeler arasındaki sınırlar ortadan kalkmıştır. Ortadan kalkan sınırlar, farklı ülkelerde yaşayan insanların, yeni kültür, ülke ve mutfaklar ile tanışmasında kolaylık sağlamıştır (Türker, 2018: 15).Dünyanın küresel bir yapı alması, ulusal mutfakları da etkilemiştir. 

Mutfakların küreselleşmesi ile insanlar, farklı ülke ve mutfak kültürlerine ait yiyecek ve içecekleri dünyanın her yerinde bulma imkanına kavuşmuşlardır (Yurdigül, 2010:152). Mutfaklar aracılığıyla gerçekleşen kültürel yakınlaşmalar olumlu olarak kabul görmesine rağmen, kültürel değerlerin giderek birbirine benzemeye başlaması da göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak toplumlar arasında; din, gelenek, görenek ve mutfak kültürü gibi farklılıklar devam etmektedir. 

Toplumlar bu gibi farklılıkları üstün ayrıcalıklar olarak dünyaya sunma ihtiyacı duymaktadırlar (Yağmurlu, 2019: 1184).

Gastronomi ve mutfak biliminin ve gastronomi turizminin son yıllarda artan popülerliği ile ülkeler ve kültürler, kendilerine ait olan yiyecek ve içecekleri markalamaktadırlar (Gürbüz vd., 2017: 125). Ülkeler, gastronomik değer taşıyan ürünlerini markalayarak; ulusa ait olan bir imgenin, beraberinde yemeğe veya ürüne geçebilmesini sağlamaktadırlar. Bu aktarım ulusal mutfağın, başka toplumlar üzerinde etkili olabilmesine ve kendi değerlerini iletebilmesi adına bir köprü vazifesi görmektedir (Yurdigül, 2010: 152).

İnsanların yemek tercihleri; büyüdükleri yer, sahip oldukları kültür, ait oldukları gruplar ve içinde yaşadıkları toplumsal mekanlar ile şekil kazanmaktadır (Stajcic, 2013: 5). Diğer bir ifadeyle, insanların yedikleri ve pişirdikleri yemek, kim olduklarına dair pek çok bilgiyi aktarabilmektedir (Fonseca, 2008: 29). Bu yargı “İnsanın kim olduğu ne yediğinden anlaşılır” atasözüyle de desteklenmektedir (Gürsoy, 2005: 389). Bu nedenle, farklı kültürleri tanımada, ulusal mutfak kültürünün etkisi büyüktür. 

Günümüz turistlerinin farklı kültürleri tanıma isteği, ulusal mutfak kültürlerinin ilgi odağı olmasına neden olmaktadır. Turistleri sadece farklı yerler görmek amacıyla değil, aynı zamanda farklı kültürlere ait yiyecekleri de deneyimlemek amacıyla da seyahatler düzenlemektedirler. Farklı kültürlere ait olan yiyeceklerin deneyimlenmesi, sadece fizyolojik açıdan bir ihtiyacın giderilmesi değil, aynı zamanda sosyolojik açıdan da kültürün mutfak üzerinden okunması olarak yorumlanabilmektedir.

Artan gastronomi turizmi hareketliliği içerisindeki turistler, farklı kültürleri tanıma faaliyetleri içerisinde sıklıkla yerel yemekleri denemektedirler (Yuan, 2015: 16). Bunun nedeni olarak da; ulusal mutfak ürünlerinin, toplum veya ülke kültürü hakkında derinlemesine bilgiler içermesi ve kültür kavramının mutfaklar üzerinden okunabilmesi gösterilebilmektedir. Ülkeler veya bölgeler, gastronomi turizminin ekonomik getirilerinin son yıllarda artış göstermesiyle ulusal mutfakları, çekicilik unsuru olarak kullanılmaktadırlar. 

Bu getirilerden daha fazla yararlanmak isteyen ülkeler veya bölgelerin, ulusal mutfaklarınıkapsamlı bir şekilde tanıtması gerekmektedir. Ulusal mutfak ürünlerinin, coğrafi işaretler kapsamına alınması ve UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras listelerinde ulusal mutfak ürünlerine yer vermesi gibi olaylar gastronomi turizmine olan ilginin artmasına neden olmuştur. Ulusal mutfak kültürleri içerisinde bu gibi tescilli ürünlerin bulunması, yerelliğe ve otantikliğe önem veren turistler bakımından olumlu karşılanmaktadır.

Bu çalışmanın amacı, Türk mutfağı tanıtım faaliyetlerinin gastrodiplomasi kavramı açısından incelemektir. Bu amaçla, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerini yürüten Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün yayınlamış olduğu tanıtım bültenleri içerik analizi ile incelenmiştir. Analiz gerçekleştirilirken, gastrodiplomasi faaliyetlerinin başarıya ulaşması için önemli olan iki ölçüt dikkate alınarak, bültenler incelenmiştir. Bu ölçütler; Türk mutfağı tanıtım faaliyetinin yurtdışında gerçekleşmiş olması ve bu faaliyetlerin sadece belli bir kesime değil topluma yönelik olması dikkate alınmıştır. Türk mutfağının tanıtım faaliyetlerinin ve tanıtım yapılan ülkelerin sayısının da arttırılması adına; arama motorlarının sunmuş olduğu veriler incelenerek öneriler geliştirilmiştir.

Kavramsal Analiz

Ülkelerin birbirlerini askeri ve ekonomik güçleri dışında, sosyal ve kültürel değerler ile etkileyebilmesi literatürdeyumuşak güç olarak değerlendirilmektedir (Hussin, 2018: 1). Ülkelerin ulusal mutfakları da, toplumların yumuşak gücü olarak son yıllarda literatürde yerini almıştır. Ulusal mutfakların, yumuşak güç olarak değerlendirilmesiyle beraber; mutfaklar, diğer ülkeler ile iletişim kurmada bir yöntem haline gelmiştir. 

Mutfakların yumuşak güç olarak değerlendirilmesinin temelinde, yemeğin insanların tüm duyularına hitap edebilmesi özelliği yatmaktadır (Aksoy ve Çekiç, 2018: 718). Farklı toplumların kalplerini ve zihinleri kazanmasında, yumuşak güç olarak kullanılabilen mutfak kültürleri; uluslararası ilişkilerde de yönlendirici ve düzenleyici bir rol alabilmektedir (Rockower, 2014). Yemeğin uluslararasında bir iletişim biçimi olarak kullanılması, son yıllarda ortaya çıkan bir olgu değildir. Yemeğin kültürler ve ülkeler arasında bir iletişim biçimi olarak kullanılması, Antik Yunan’a kadar uzanmaktadır (Türker, 2018:14). Yüzyıllardır mutfakların diğer ülkeler ile olan ilişkilerde güç ve iletişim aracı olarak kullanılması kavramı “Gastrodiplomasiyi” olarak adlandırılmaktadır. 

Gastrodiplomasi en kısa ifadeyle; bir ülkenin sahip olduğu mutfak kültürünün kültürlerarası etkileşim aracı olarak kullanılması olarak tanımlanmaktadır (Chapple-Sokol, 2013: 162; Rockower, 2012: 235). Gastrodiplomasinin temelinde, kültürel diplomasi yer almaktadır. Bu nedenle gastrodiplomasi kavramı, incelenmeden önce kültürel diplomasi kavramı açıklanmalıdır.

Kültürel diplomasi; “toplumlar arasındaki ilişkilerin kuvvetlendirilmesi, sosyal ve kültürel işbirliğin sağlanması adına düşüncelerin, değerlerin, geleneklerin ve diğer kültürel kimlik ögelerinin karşılıklı değişimi” olarak tanımlanmaktadır (CulturalDiplomacy Dictionary, 2013: 29). Ülkelerin birbirleriyle olan ilişkilerinde müzik, dans, edebiyat ve spor gibi kültürel unsurların yanı sıra mutfak kültürü de ilişkileri kuvvetlendirmek amacıyla diplomatik amaca hizmet edebilmektedir (Gecowetts, 2015).

Mutfaklar aracılığı ile toplumlar arasında iletişim ve etkileşim kurmanın bir diğer yöntemi ise kuliner diplomasidir. Gastrodiplomasi faaliyetlerinin tam olarak anlaşılabilmesi adına, gastrodiplomasi ile kuliner diplomasi faaliyetlerinin farklılıkları ortaya konmalıdır. Kuliner diplomasi, resmi devlet kurumlarının veya hükümetlerin, ülkeye ait olan yiyecek ve içecekleri veya ulusal mutfak kültürünü, diplomatik amaçlara yönelik kullanılması olarak ifade edilebilmektedir (Türker, 2018: 16). 

Kuliner diplomasiye; devlet başkanlarının, büyükelçilerin ve diğer mevkilerde bulunan kişilerin ziyaretleri sırasında verilen resmi yemekler, örnek olarak gösterilebilmektedir. (Karaca, 2015). Gastrodiplomasi ve kuliner diplomasi kavramlarını birbirlerinden ayıran temel fark; gastrodiplomasinin kapsam olarak daha geniş kitleleri etki altına almaya çalışmasıdır. Kuliner diplomaside temel amaç, mutfaklar aracılığıyla yumuşak güç elde edebilmektir. Bu nedenle, gastrodiplomasi kavramı kuliner diplomasinin üst başlığı şeklinde yorumlanabilmektedir.

Gastrodiplomasi kavramı, ilk kez 2002 yılında “The Economist” dergisinde “Küresel Tai” başlıklı bir makalede ortaya atılmıştır. Bumakale; Tayland hükümetinin, küresel anlamda Tai mutfağını teşvik etmeye yönelik gerçekleştirdiği faaliyetlerikonu almaktadır. Bu faaliyetler; Tai mutfağının yabancılar tarafından keşfedilmesine ve sevilmesine aracılık ederek, Tai mutfağı aracılığı ile Tayland’a daha fazla turist çekebilme ve diğer ülkeler ile ilişkileri geliştirebilme amacı içerisindedir (TheEconomist, 2002).

The Economist’te yayınlanan makaleden yola çıkarak, gastrodiplomasi kavramının temelinde; kültürel diplomasi, yumuşak güç ve ulus mutfağının markalaştırılması öğeleri yer almaktadır (Ichijo ve Ranta, 2016:150). Kültürel diplomasinin bir parçası olan ulusal mutfaklar aracılığıyla; insanlar, devletler ve kültürler arasında bir köprü kurulması amaçlanmaktadır. Toplumlar arasında etkileşimin ve işbirliğinin geliştirilmesi umuduyla, kültürler arası bir anlayışın yaratılması gastrodiplomasinin felsefesini oluşturmaktadır (Sokol, 2013: 162; Zhang, 2015: 569).

Ruddy (2014) Amerika’da yapmış olduğu araştırmada, farklı ülke mutfaklarına ait yiyecekleri katılımcılara sunmuştur. Araştırmanın amacı, katılımcıların farklı ülke mutfaklarına ait olan yiyecekleri tükettikten sonra, ülke imajları hakkındaki algılarının değişip değişmediğini ölçmektir. Araştırmanın bulguları arasında; katılımcıların % 55,71’i bir ülkenin ulusal yiyeceğini deneyimledikten sonra, o ülke veya kültüre ait görüşlerinin değiştiği bulgusu yer almaktadır. Bu ülkeler arasında Etiyopya, Türkiye, Tayland, Çin, Kore ve Lübnan yer almaktadır. Yine aynı araştırma kapsamında katılımcıların % 84’ü bir ülkenin ulusal mutfak kültürünü deneyimledikten sonra o ülkeye seyahat edebileceklerini belirtmişlerdir. Bu çalışmadan yola çıkarak; ülkeler hakkındaki imajların, yiyecekler aracılığıyla değişebileceği ve yemeğin çekicilik unsuru olarak da etkin bir şekilde kullanılabileceği sonucuna ulaşılabilmektedir.

İlgili Çalışmalar

Gastrodiplomasi, Türkiye’de yeni gelişmekte olan gastronomi literatürü açısından yeni bir kavramdır. Bu nedenle literatür taraması sırasında kısıtlı sayıda çalışmalara ulaşılmıştır. Bu çalışmalar:
              
“Diplomaside Özel Bir Alan: Gastrodiplomasi” isimli bölümde; gastrodiplomasi ve kuliner diplomasi kavramlarının gelişiminden bahsetmiştir.
            
"Gastronominin yumuşak güç olarak kullanımı üzerine bir inceleme" isimli çalışmalarında; Türkiye’de gerçekleştirilen gastrodiplomasi örneklerine yer vermişlerdir.

Tablo 1. Türkiye’deki Gastrodiplomasi Uygulamaları

Yıl

Uygulama

Kategori

2004

Turquality Projesi

Markalaşma Faaliyeti

2010

Geleneksel Türk Mutfağı Kampanyası

Tanıtım

2011

Geleneksel Tören Keşkeği

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras

2012

Mesir Macunu Festivali

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras

2013

Türk Kahvesi ve Geleneği

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras

2014

Türk – Japon Yemek Kültürü Projesi

Diplomatik Etkinlik

2014

İnce Ekmek Yapım ve Paylaşım Geleneği (Ortak Dosya)

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras

2014

Home Turkey Kampanyası

Tanıtım

2014

Gastrohunt Projesi

Tanıtım

2015

Hatay Gastronomi Şehri

UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı

2015

G 20 Zirvesinde Senkronize Servis

Hizmet Sektörü


Kaynak: Aksoy ve Çekiç, 2018: 724.

Türker (2018), "Gastrodiplomasi Türk Mutfağının Tanıtımında Bir Araç Olabilir Mi? adlı çalışma-sında; gastrodiplomasi ve kuliner diplomasi kavramlarını inceleyerek, Türkiye'nin mutfak kültürü-nün tanıtımında gastrodiplomasinin nasıl kullanılabileceğini ortaya koymaya çalışmıştır. 

Yöntem

Araştırmanın Amacı ve Önemi

Bu çalışmanın amacı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirmiş olduğu Türk mutfağı tanıtım faaliyetlerinin gastrodiplomasi kavramı açısından incelemektir. Bu amaçla, Tanıtma Genel Müdürlüğü tarafından 2014 yılından itibaren yayınlanan on altı tanıtım bülteni içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın bir diğer amacı ise; arama motoru verilerinden faydalanarak, Türk mutfağının tanıtımı için hedef ülkeleri listelemektir. Gastronomi literatürü içerisinde yeni ve önemli olan gastrodiplomasi kavramını ve örneklerini ele alan bu çalışma önemli olarak görülmektedir.

Araştırmanın Sınırlıkları

Araştırmada veri kaynağı olarak sadece Tanıtma Genel Müdürlüğünün yayınlamış olduğu tanıtım bültenleri kullanılmıştır. Ayrıca Tanıtma Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yaşanan teknik aksaklıktan dolayı yayınlanan son iki bültene erişilememiştir.

Bulgular

Tanıtma Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan tanıtım bültenlerinin içerik analizi ile incelenmesi sonucunda elde edilen veriler Tablo 2’de gösterilmektedir.

Tablo 2. Türk Mutfağının Tanıtımında Gerçekleştirilen Gastrodiplomasi Örnekleri

No

Etkinlik Tarihi

Yer

Etkinlik İsmi

Tanıtım Faaliyetleri

1

2014

Rusya

Türk Yemekleri

Yarışması

Yarışmanın öncesinde ve sırasında, Türk aşçılar tarafından yemek gösterisi yapılmış, gösteri sırasında yemek yapım aşamaları Rus Aşçılık Okulu öğrencilerine ve Rus vatandaşlarına detaylı olarak anlatılmış, Türk Mutfağı hakkında bilgiler verilmiştir.

2

2014

İsviçre

Türk Mutfağı Tanıtım Günleri

Üç gün süren etkinlikte, ilk gün İsviçreli gazeteci ve bloggerlaraworkshop düzenlenmiş; ikinci ve üçüncü günde ise “Migros Club Schule” kursiyerlerine Türk Mutfağı ve yemek kültürü üzerine eğitim verilmiştir.

3

2016

Kanada

Türk Kahvesi

Torontolularla

Buluştu

Türkiye görselleri ile giydirilmiş bir araçla ülkemiz kültürünün önemli bir parçası olan ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde gösterilen “Türk Kahvesi”ni Torontolularla buluşturarak Kanadalıların ülkemiz kültürünü yakından tanıma fırsatı bulmasını sağlanmıştır.

4

2016

Fransa

19. Yüzyılda

İstanbul Mutfağı Tanıtımı

Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Özge Samancı’nın yazmış olduğu kitap Paris’te akademisyenler, ünlü yemek okulu temsilcileri ve çok sayıda davetlinin katıldığı bir etkinlikle tanıtılmıştır.

5

2016

Malezya

Türk Yemekleri

Haftası

Kuala Lumpur’da bir otelde düzenlenen etkinlik kapsamında, Türk şeflerin hazırlamış oldukları yemekler katılımcılara sunulmuştur. Etkinliğin açılışına medya mensupları da davet edilmiştir.

6

2017

Avustralya

Taste of Turkey

Etkinlik boyunca Türk mutfağı ve kültürü hakkında bilgiler verilerek, katılımcılara Türk mutfağından örnekler sunulmuş ve yarışmalar düzenlenmiştir.

7

2017

Bahreyn

Bahreyn Türk Yemekleri Haftası

Türk aşçılar tarafından katılımcılara Türk mutfağından örnekler sunulmuştur.

8

2017

İspanya

Türk Mutfak Kültürü

Haftası

Etkinliğe katılan şefler, hafta boyunca öğle ve akşam yemeklerinde beş ve yedi çeşitten oluşan tadım menüsü hazırlanarak; katılımcılara, gastronomi uzmanlarına, basın mensuplarına, sosyal medya fenomenlerine ve kanaat önderlerine Türk mutfağından örnekler sunulmuştur.

9

2017

Japonya

Türk Mutfağı

Ansiklopedisi

Bakanlık tarafından desteklenen kitap 208 sayfa olarak basılmıştır. Kitabın içeriğinde Türk yemek tarifleri/menüleri ve yemek içerikleri anlatımı ile Türk yemek kültürü hakkında bilgiler yer almaktadır.

10

2017

Kanada

Türk Mutfağı

Tanıtım Günü

Etkinlik kapsamında, Türk mutfak kültürü, geleneksel Türk ve Osmanlı Mutfağından örnekler katılımcılara sunulmuştur.

11

2017

Polonya

Geçmişten

Günümüze Türk Kahvesi

Türk yemeklerini ve kültürünü tanıtmak amacıyla katılımcılara Türk kahvesi ikram edilmiştir.

12

2018

Çin

Türkiye Turizm Yılı

Etkinliği Kapsamında

Türk Mutfağı Haftası Etkinliği

Ziyaretçiler etkinlik çerçevesinde ikram edilen Türk mutfağına ait yemekleri tatma imkanı bulmuşlardır. Sarmadan, kuzu tandıra, çiğ köfteden baklavaya 01 birçok geleneksel Türk lezzetleri sunulmuştur.

13

2018

Çin

Tasting Kitchen

Türkiye Sayısı

2018 yılının Çin’de “Türk Yılı” olarak ilan edilmesinden sonra Türk mutfağının tanıtımı için gerçekleştirilen etkinliklerden birisidir. Çin’de ünlü ve çok satan dergilerden biri olan “Tasting Kitchen” da Türk mutfağının tanıtımı yapılmıştır.

14

2018

Ukrayna

Kamençi Türk Kahvesi Festivali

Düzenlenen festivalde, Türk kahvesinin tarihi ve özelliklerinden bahsedilerek katılan ziyaretçilere Türk kahvesi ikram edilmiştir.


İçerik analizi ile incelenen on altı tanıtım bülteninde; Türk mutfağı ile ilgili on dört adet gastrodiplomasi faaliyeti tespit edilmiştir. Bültenlerin incelenmesi sırasında, birçok Türk mutfağı tanıtım faaliyetine rastlanılmıştır. Ancak çalışma kapsamında, belirlenen ölçütlere göre diğer tanıtım faaliyetleri dikkate alınmamıştır. Tanıtım faaliyetleri iki ülkede (Kanada ve Çin), diğer ülkelerde (Rusya, İsviçre, Fransa, Malezya, Avustralya, Bahreyn, İspanya, Japonya, Polonya, Ukrayna) birer kez gerçekleştirilmiştir. Tanıtma Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Türk mutfağı tanıtım faaliyetleri dört başlık altında toplanmıştır. Bu başlıklar altında sıralanan çalışmalar Tablo 3’te gösterilmektedir.

Tablo 3. Türk Mutfağı Tanıtım Faaliyetlerinin Başlıklar Altında İncelenmesi

Etkinlik Başlığı

Yer ve Tarih

Etkinlik İsmi

Türk Mutfağı Konulu Yemek Yarışmaları

Rusya - 2014

Türk Yemekleri Yarışması

Avustralya – 2017

Taste of Turkey




Türk Mutfağı Kültürünü ve Tarihini Konu

Alan Tanıtım Günleri/Haftaları

İsviçre – 2014

Türk Mutfağı Tanıtım Günleri

Malezya – 2016

Türk Yemekleri Haftası

Fransa – 2016

19. Yüzyılda İstanbul Mutfağı Tanıtımı

Bahreyn – 2017

Türk Yemekleri Haftası

İspanya – 2017

Türk Mutfak Kültürü Haftası

Kanada – 2017

Türk Mutfağı Tanıtım Günü

Çin – 2018

Türkiye Turizm Yılı Etkinliği Kapsamında

Türk Mutfağı Haftası Etkinliği




Türk Kahvesi Kültürünü ve Tarihini Konu Alan Etkinlikler

Kanada – 2016

Türk Kahvesi Torontolularla Buluştu

Polonya – 2017

Geçmişten Günümüze Türk Kahvesi

Ukrayna – 2018

Kamençi Türk Kahvesi Festivali




Türk Mutfağı Konulu Yayınlar

Japonya – 2017

Türk Mutfağı Ansiklopedisi

Çin – 2018

Tasting Kitchen Türkiye Sayısı


Tablo 3’te Türk mutfağı en fazla “Türk Mutfak Kültürünü ve Tarihini Konu Alan Tanıtım Günleri/ Haftaları” başlıklı etkinlikler ile tanıtılmıştır. Bu gibi etkinlikler halka açık olarak gerçekleştirildiğinden dolayı katılım sayısı yüksek olmaktadır. Gastrodiplomasi faaliyetlerinin temel amacı, ulusal mutfakları geniş kitleler ile buluşturabilmektir. Bu amaçla bu gibi etkinliklerin Türk mutfağının tanıtımına etkisi büyüktür.

Her bir ülke kendi mutfak kültürünü tanıtırken bir veya birden fazla ürününü ön plana çıkarabilmektedir. Yapılan araştırma kapsamında Türk mutfağının tanıtımında en çok kullanılan ulusal ürün “Türk Kahvesi” olmuştur. Türk kahvesi kültürü ve tarihi konulu çalışmalarda; Türk kahvesi kültürü ve tarihinden bahsedilmiştir. Ayrıca Türk kahvesinin kendine özgü olan pişirme ve sunum teknikleri de katılımcılara gösterilmiştir. Türk kahvesinin sahip olduğu tarih ve kültür ile Türk mutfağının otantikliğine vurgu yapılmaktadır. Ulusal mutfak ile özdeşleşen ürünler zihinlerde o ulus hakkında olumlu imaj bırakabilmektedir. Gastrodiplomasi açısından Türk kahvesi konulu etkinlikler; kültürlerarası ilişkilerde köprü vazifesi görebilmektedir.

Türk mutfağının tanıtılmasında kullanılan bir diğer yöntem ise; Türk mutfağı konulu yemek yarışmalarıdır. Bu tür yarışmalara hem profesyonel hem de amatör olarak mutfakla ilgilenen yarışmacılar katılmaktadır. Yarışmaya katılan katılımcılar, Türk mutfak kültürünü araştırarak bilgi edinmektedir. Hem profesyonel hem de amatör aşçılar edinmiş oldukları bu bilgileri, gündelik hayatlarında kullanarak Türk mutfağını tanıtabilmektedirler. 

Bu tür yarışmaların yurtdışında faaliyet gösteren gastronomi okullarında yapılması da genç nesillerin Türk mutfağı hakkında bilgi edinebilmesine ve ilgi duyabilmesine olanak sağlamaktadır. Gastrodiplomasi açısından bu gibi yarışmalar; geniş kitlelere ulaşabilmesi ve ulus mutfağı hakkında merak uyandırabilmesi açısından son derece etkili yöntemlerdir.

Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün düzenlemiş olduğu Türk mutfağı tanıtım faaliyetlerinden biri de “Türk Mutfağı Konulu Yayınlar”dır. Türk mutfağının sadece görsel etkinlikler ile tanıtılması yeterli olmamaktadır. Türk mutfağının bilimsel ve bilgilendirici yayınlar ile de desteklenmesi gerekmektedir. Geniş kitlelere ulaşma potansiyeline olan bu tür yayınlar sayesinde, Türk mutfağı tanıtım faaliyetlerinin kapsamı da genişleyebilecektir.

Türk Mutfağı Tanıtım Faaliyetleri İçin Hedef Ülkeler

Türk mutfağının tanıtım faaliyetlerinin ve tanıtım yapılan ülkelerin sayısının da arttırılması gerekmektedir. Bu amacı gerçekleştirebilmek için Türk mutfağına ilgi duyan hedef pazarların belirlenebilmesi gerekmektedir. Bu hedef pazarlar; turist gönderme potansiyeline sahip olan ülkeler arasından veya teknolojik veriler kullanılarak elde edilebilmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle internet kullanımı giderek artmaktadır. 

Artan internet kullanımı ile insanlar, araştırmak istedikleri konuları arama motorları üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu arama motorları, yapılan aramaları birer veri haline getirerek kullanıcılara sunmaktadır. Çalışmanın bu kısmında dünyanın en büyük arama motorlarından biri olan “Google” aracılığıyla Türk mutfağının bir yıl içerisinde en çok hangi ülkelerde arandığı tespit edilmiştir.

“Google Trends” adı verilen arama istatistikleri ara yüzünde bir takım filtremeler yapılarak veri elde edilmiştir. Bu filtreler; konu başlığı, aramanın bölgesel mi dünya genelinde mi yapılacağı, zaman aralığı, konu kategorisi ve arama motoru seçilmektedir.


Şekil 1. Arama İstatistikleri Ara Yüzünde Gerçekleştirilen Filtremeler

Filtreme işlemlerinden sonra, Türk mutfağına 2 Eylül 2018 ile 4 Ağustos 2019 tarihleri arasında gösterilen ilgi grafiği Şekil 1’de gösterilmektedir. Bu şekil arama motorunun kendi geliştirildiği algoritma ile 0 ila 100 arası ilgi düzeyini göstermektedir. Sonuç olarak; Türk mutfağı, arama motorunda popüler olarak aranan bir konu olarak değerlendirilmektedir.



Şekil 2. Türk Mutfağını Arama Motorunda En Çok Arayan Ülkeler

Türk mutfağının, arama motorunda hangi ülkeler tarafından en çok arandığı Şekil 2’de yer almaktadır. Bu ülkeler yine arama motorunun kendi belirlemiş olduğu algoritmaya göre 0 ila 100 arası sıralanmaktadır. Sıralama aşağıdaki şekildedir:

1. Katar
2. Birleşik Krallık
3. Bahreyn
4. Avustralya
5. Yeni Zelanda
6. Birleşik Arap Emirlikleri
7. Umman
8. Kuveyt
9. Lübnan
10. Kıbrıs

Türk mutfağı; 
arama motoru üzerinden, en fazla Ortadoğu ülkeleri tarafından arandığı gözlenmektedir. Son yıllarda Türkiye’nin, Ortadoğu ülkelerinden çok fazla turist alması, bu listenin nedenini açıklayabilmektedir. Özellikle de helal turizmin, Türkiye’de gelişmesi Ortadoğu’da yaşayan turistlerin ilgisini çekmektedir.

Sonuç
Ulusal mutfaklar, bir ulusun tanıtımında son derece etkili unsurlardandır. Ulusal mutfakların sahip oldukları; kültürel ve tarihsel zenginlikler, turistler açısından çekici bir unsur olarak görülmektedir. Ayrıca ulusal mutfaklar aracılığıyla, bir ülkede yaşayan kültür hakkında bilgiler de elde edilebilmektedir. Bu nedenle ulusal mutfaklar, kültürel bir iletişim aracı olarak kullanılmaktadır. Geleneksel Türk mutfak kültürü, ülkeler arasında etkili bir şekilde iletişim aracı olarak kullanılabilmektedir.

Gastrodiplomasi kavramının ortaya çıkmasında son derece etkili olan Tayland başta olmak üzere Asya ülkeleridir. Bu ülkeler yapmış oldukları gastrodiplomasi uygulamaları ile mutfakları kültürel iletişim aracı olarak kullanarak ülke turizmine katkı sağlamışlardır. Türkiye’de özellikle; “UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras” ve “UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı” gibi gastrodiplomasi uygulamalarına örnek olabilecek faaliyetleri gerçekleştirmiştir. Türk mutfağının, sahip olmuş olduğu tarihsel ve kültürel zenginlik göz önüne alındığında; bu gibi etkinliklerin sayısının artış göstermesi gerekmektedir.

İncelenen tanıtım bültenlerinden yola çıkarak; Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün gerçekleştirmiş olduğuTürk mutfağı tanıtım etkinliklerinin sayısının az olduğu çalışma kapsamında tespit edilmiştir. Ancak yakın zamanda kurulan “Türkiye Tanıtım Ajansı” ile Türk mutfağı tanıtım faaliyetlerine ve özellikle de Türk mutfağının gastrodiplomasi faaliyetleri ile tanıtılması konusuna özen gösterileceği umut edilmektedir. Özellikle de Ruddy’nin (2014) yapmış olduğu çalışmadan yola çıkarak; ulusal mutfakların, ülkeler hakkındaki ön yargıları değiştirme potansiyeline sahip olduğu ortaya konmuştur. 

Bu nedenle; gastrodiplomasi kavramının, Türkiye’nin mutfak kültürünü ve tarihini tanıtmak, kültürel etkileşim sağlamak ve Türk turizmini geliştirmek adına irdelenmesi gereken bir konudur.

Çalışmada, Türk mutfağının en fazla kullanılan arama motorunda en çok hangi ülkeler tarafından arandığı tespit edilmiştir. Türk mutfağının tanıtımı açısından, hedef ülkelerin belirlenmesi sürecine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. İlk on sırada yer alan ülkelerde, Türk mutfağı tanıtım etkinliklerinin dünyada başarılı olmuş gastrodiplomasi faaliyetleri incelenerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bu çalışmanın gastronomi literatürü için yeni ve önemli bir kavram olan, gastrodiplomasi kavramının ele alması nedeniyle önemli olarak görülmektedir. Literatürdeki boşluk dikkate alındığında, gastrodiplomasi konulu kavramsal veamprik çalışmaların yapılması gerektiği görülmektedir.

KAYNAKÇA
Aksoy, M. & Çekiç, İ. (2018). Gastronominin yumuşak güç olarak kullanımı üzerine bir inceleme. 19. Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı, 715-729.
Alan, G. A. E. (2016). Diplomaside özel bir alan: Gastrodiplomasi. G. A. Sancar (Editör). Kamu Diplomasisinde Yeni Yaklaşımlar ve Örnekleriçinde (109-127). İstanbul: Beta Yayıncılık.
Chapple-Sokol, S. (2013). Culinarydiplomacy: Breaking bread to win hearts and minds. The Hague Journal of Diplomacy, 8, 161-183.
CulturalDiplomacy Dictionary. (2013). http://www.culturaldiplomacy.org/culturaldiplomacynews/content/ pdf/Cultural_Diplomacy_Dictionary.pdf. (Erişim Tarihi: 09.08.2019).
Gecowets, V. (2015). Culinarydiplomacy vs gastrodiplomacy. http://www.conflictcuisine.com/culinarydiplomacy-vs-gastrodiplomacy/. (Erişim Tarihi: 09.08.2019).
Gürbüz, S.,ÖzaltaşSerçek, G. & Toprak, L. (2017). Mardin’in UNESCO yaratıcı şehirler ağında “Gastronomi Kenti” olabilirliğine ilişkin paydaş görüşleri, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 5(1), 124-136.
Gürsoy, D. (2005). Yemek üzerine denemeler. Toygar, K. ve Toygar, N. B. (Derleyen) Türk Mutfak Kültürü Üzerine Araştırmalar içinde. Ankara: THKATV Yayınları.
Hussin, H. (2018). Gastronomy, tourism and the softpower of Malaysia. Sage Open, 8 (4), 1-11.
Ichijo, A. & Ranta, R. (2016). Yemek ve ulusal kimlik. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Karaca, K. (2015). Dönem ‘gastro-diplomasi’dönemi. https://www.dw.com/tr/d%C3%B6nem-gastrodiplomasi-d%C3%B6nemi/a-18232503. (Erişim Tarihi: 09.08.2019).
Rockower, P. S. (2012). Recipes for gastrodiplomacy. Place Branding and Diplomacy, 8, 235-246.
Rockower, P. S. (2014). Thestate of gastrodiplomacy. https://www.bidd.org.rs/the-state-of-gastrodiplomacy/.
(Erişim Tarihi: 22.08.2019).
Ruddy, B. (2014). Hearts, mind sand stomachs: Gastrodiplomacy and the potential of national cuisine in changing public perception of national image. https://www.bidd.org.rs/hearts-minds-and-stomachsgastrodiplomacy-and-the-potential-of-national-cuisine-in-changing-public-perception-of-nationalimage/. (Erişim Tarihi: 09.07.2019).
Stajcic, N. (2013). Understanding culture: Food as means of communicaiton. Hemispheres Studies on Cultures and Societies, 28, 5-14.
The Economist (2002). Food as an ambassador: Thailand’sgastro-diplomacy. https://www.economist.com/ asia/2002/02/21/thailands-gastro-diplomacy. (Erişim Tarihi: 24.08.2019).
Türker, N. (2018). Gastrodiplomasi Türk mutfağının tanıtımında bir araç olabilir mi?. Güncel Turizm Araştırmaları Dergisi, 2(1), 14-29.
Yağmurlu, A. (2019). Kültürel diplomasi: Kuram ve pratikteki çerçevesi. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademik Dergisi, 12(2), 1182-1210.
Yuan, S. (2015). Reflections on local specialties and gastronomic tourism. Chinese Studies, 4, 15-19.
Yurdigül, A. (2010). Kültür endüstrisi bağlamında yemek kültürü eleştirisi.(Yüksek Lisans Tezi). Atatürk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.

Has aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR olarak kaynak gördüğüm:
Sn. Serkan Yiğit ve Sn. Cinucen Okat'a ilgili "Türk Mutfağı Tanıtım Faaliyetlerinin Gastrodiplomasi Kavramı Açısından İncelenmesi" isimli akademik çalışmaları için yürekten teşekkür eder mesleki yaşamlarında başarılar dilerim. Profesyonel mutfaklarda, ilgili araştırmalarda ve gastronomi dünyasında ihtiyacı olanlar tarafından mutlaka örnek olarak dikkate alınacaktır.

15 Haziran 2021 Salı

Dünyada Türk MutfağıTanıtımları...

 Dünyada Türk MutfağıTanıtımları...

Has Aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR

Günümüzde Türkiye’de gastronomi haberlerinde en çok konuşulan konulardan biri de Türk mutfağının dünyada tanıtımı. 

Bu konuda ilgili Türk mutfağı şeflerinden tutunuz bazı gurmeler, yazarlar, yazılı ve görsel basın, ilgili televizyon programları ve gastronomi turizmi  uzmanları, gastronomi endüstrisinin mutfak profosyonelleri, aşçılar, ünlü şefler, yiyecek–içecek departmanı uzmanları, turizmciler, tedarikciler, organizasyon ve proje oluşturmada 1 numara diye lanse edilenler ve uygulama yada  pratikte dünyada kabul gören uluslararası Gastronomi Ve Yemek Tarihçileri sözde mutfak tarih ive kültürü uzmanları ile kamuoyuna yön veren örgütlerde görev ve çalışmalar yapmamış genel olarak açıklama yapan bir çok insanımız var.

Fikir beyanında sıkıntı yok ama uygulamada sıkıntı çok maalesef... Yıllardır yapılanlardan ve bu konuda yapılmaya devam edilenlerden nedense sonuç elde edilemiyor. Gastronomi endüstrisinin hiçbir alanında hiçbir mesleki kariyeri, tecrübesi, eğitimi olmayan bir çok kişi maalesef kendilerini, gastronomi danışmanı, mutfak eğitimcisi ve gastronomi uzmanı ilan ederek ve somut,  sürdürülebilir hiçbir proje ortaya koyamadan sorumsuzca ticari ve şov amaçlı görüş ve fikir beyan ediyorlar.

Dünyada Türk Mutfağı Tanıtımları...
Uluslararası gastronomi danışmanı olabilmek icin Türk MutfağıTanıtımlarında yukarıda saydığım tüm alanlar ve konularda, uluslararası tecrübelere sahip olarak uluslararası arenada görev yapmış veya yapıyor olmasının yanı sıra hem yönetim ve organizasyon becerilerine sahip hem de iyi bir eğitmen koç olması beklenir. 

Gastronomi uzmanının yanı sıra, birde kendisini yukarıda saydığım hiçbir kritere sahip olmadan hatta daha vilayetin, görmemiş ama şahıslarını bu konuda alenen uzman ilan eden bir grup'da var.  

Bakınız lütfen, yukarıdaki tüm tecrübe, eğitim, bilgi ve becerilere ve hatta vizyona sahip olunsa bile gastronomi uzmanı olabilmek için yeterli değildir. Örneğin, mutfak bilimi, kimya eğitiminizin veya yaşanmış tecrübeler ile derin bir bilginizin olması beklenir. 

Neden mi ?! 
Çünkü uluslararası gastronomide alaylı olmanın yanı sıra artık işin içinde kimya biliminin de olduğu “moleküler gastronomi, moleküler mutfak ve füzyon mutfağı diye alanlar var.”

Yeterli mi ? 
Elbette yeterli değil görsel sanatlar, resim, heykel ve benzeri bir çok alanda derin bir kariyer, tecrübe, eğitim ve vizyon gerekmekte. Şov ile dikkat çekerek insanları bir noktaya kadar şenlendirebilirsiniz, ama damak tadı'dır insanı mutlu eden ve sana ait olan lezzet ile mutfağının müdavimi haline getiren.

Lütfen, bu tutumu bırakın. Kendinize gelin. Yetersiz, temelsiz ve yanlış görüş ve önerilerinizle Türkiye mutfağına, Türk mutfak endüstrisine zarar vererek gelişim ve doğru tanıtımına engel oluyor olabilirsiniz. Özellikle mutfak fakirliğinizden dolayı eksik mutfak kültürünüz ile yeni nesil genç meslektaşlarımızı yabancı mutfaklara özendiriyorsunuz!

Mimarı, mühendisi, müziyeni, doktoru dahi 3 ayda Türk mutfağı uzmanı oldu. Lütfen sizin 3 alık uzmanlığınız evinizin mutfağında kalsın... Geleneksel Türk mutfak tarihi ve Türk mutfak kültürüne ülkemize bu anlamda hizmet etmek isteyen insanların daha bilinçli ve sorumluluk içinde görüş beyan etmelerini beklemek en doğal hakkımız olsa gerek. 

Elbette yeterli bilgi eğitim ve tecrübeye sahip kişilerin belirttiği bir çok görüş ve başlık var. 

Evet dünyada Türk mutfağının tanıtımı ile ilgili çalışmalar yapılmasına Kesinlikle katılıyorum, ama bu tanıtımlar yapılmadan önce nasıl yapılacağına dair ilgili konu başlıkları nelerdir acaba?

Dünyada Türk MutfağıTanıtımları...Bana Göre Bu Konuda Bu Güne Kadar Hiç Sorulmayan Sorulardan En Önemli Konu Başlıkları;

** Türk mutfağı sadece Türkiyeden 'mi ibarettir?
** Türk mutfağının sınırları nedir?
** Türk mutfağı coğrafyası nerelerdir? 
** Türk mutfağı coğrafyasında yetişen gıda ürünleri nelerdir?
** Geleneksel Türk mutfağını tanıtırken öncelikli ürünler hangileridir?
** Mutfağımızın yiyecek ve içecek envanteri nedir?
** En önemli ülkeler arası "füzyon" bileşenleri nelerdir?
** Türk ülkeleri arasında en önemli "benzerlikler" hangi yemeklerdedir?
** Mutfaklarımız arasında "füzyon bileşenlerini ve benzerlikleri " dikkate aldığımızda en çok begenilen  (yemek, çorba, pilav vb.) hangileridir?
** Tercih edilen beğenilerin mevsimsel etkileri varmıdır?
** Beğenilen yiyeceklerin tercihinde "ekonomik" etkileri nelerdir?

Devlet tarafında konuya vakıf bilgiye sahip diye tayin edilen sorumlu kişiye ve bu vazifede görev alan kişilere soruyorum;

Arkadaşlar Elimizde bir "DERYA" varken sizler niye dereler, ırmaklar ve göller ile uğraşıyorsunuz? Tutturmuşsunuz 7 bölgeden bahsediyorsunuz!!! Ne yedi bölgesi, hangi 7 bölgeden bahsediyorsunuz? Bumudur ufkunuzTürk mutfağı sadece Türkiyeden ibaret değildir, bunu önce kafanıza bir yerleştirin...

Türk mutfağını tanıtımlarında ön plana çıkması gerekenler nelerdir? Hammaddesini Türk coğrafyasında olan ürünler ile hangi dünya mutfakları ün yapmış uluslararası gastronomide? Önce savaşa giderken elinizdeki silahı bir öğrenin yahu? Biz ne ile savaşacağız meydanda?

Dünyada Türk Mutfağını Tanıtabilmemiz İçin Unutmamamız Ve Kendimizi Ona Göre Hazırlamamız Gereken En Önemli Kural:

Dünyada Türk MutfağıTanıtımları...Bir ülkenin mutfağı olmaz!!! O coğrafyanın mutfağı olur... Dünyada Türk mutfağı coğrafyasında neresi, yiyecek ve içecek gıda envanterimizdeki kullanabileceğimiz bize ait olan ürünler nelerdir? Bilinen dünya mutfakları gerçekten neyi doğru yapıyor? Türk Mutfağının tanıtımı konusunda bu güne kadar atılan adımları dikkate aldığımda üzülerek belirtmek iserim -ki ilk düğmenin işin başında yine yanlış iliklendiğini düşünüyorum...

Bu konuda ve konularda bir araştırma yapıldı mı? Eğeki yapıldıysa kamu oyu ile paylaşıldımı?

Bu konuda bazı Türk mutfağı şefleri devletin yetkili kurumları tarafından tespit edilmiş olsa da tam olarak nasıl yapılacağına dair konu başlıkları maalesef tam olarak ortada halen yok. 

En önemlisi de sorumluluk hisseden, konuya vakıf kişilerin hazırladığı uluslararası geçerliliği olan sürdürülebilir proje ve çalışmalar yok. Her şey kısa vadeli ve bireysel  şov ve ticari rant üzerine. 

Acaba Türk mutfağının Avrupa ve Amerika’da tam olarak uygulanamamasının gerçek sebepleri nelerdir? 

Dünya Da Türk Mutfağı:

** Sevilmediği İçin 'mi Uygulanamıyor? 
** Bilinmediği İçin 'mi Uygulanamıyor?
** Tedarik Zinciri Olmadığı İçin 'mi Uygulanamıyor?
** Yeteri Derecede Konuya Vakıf Şefler Olmadığı İçin 'mi Uygulanamıyor?
** Dünyadaki Diğer Mutfaklardan Eksiğimiz Olan Nelerdir?
** Diğer dünya mutfakları uluslararası tanıtımlarında neyi doğru yapıyor?
** Elbette benzer birçok soru sorabiliriz. 

Fakat Temel Sorular Şunlar Olmalı;

Doğru kişilerle, doğru yaklaşımlarla ve analizlerle, doğru platform ve organizasyonlarla, doğru zamanlarda doğru program ve projeler planlayarak uygulanabiliyor'mu ? uygulandı'mı ?

Böyle Olsa, Bugün Türk Mutfağını Nasıl Dünyaya Tanıtırız’ı Konuşmak Yerine Başarıları Konuşuyor Olurduk.

Kusura bakmayın sayın yetkililer ve sevgili görevliler ama bu konuda 32 cm 'lik düz tabaklara keklik yumurtası kadar yemek koyarak yanınada bir nane yaprağı yerleştirip misafire bir sanat eserie edasında 30 dakika soyut görseli anlatarak varacağımız yer devlet kasasından yaptığınız harcamalar ile milletin sırtına örneklerinde olduğu gibi bir kambur daha eklemektir.

Bu konuda Türk mutfak kültürünü, osmanlı saray mutfağını mesleki çalışmalarımda, uluslararası örnek restoran menülerimde yaşatan ve yaşatmaya çalışan bir aşçıbaşı olarak:

Dünyada Türk MutfağıTanıtımları...
Dünya üzerinde 410.000 km'ik mesleki ve kişisel sebepler ile farklı kıtalarda mesleki anlamda yaşamış olduğum tecrübelerime ve uluslarası gastronomi örgütlerinde görev yapan yukarıda ifade ettiğim özelliklere sahip uluslararası meslektaşlarım ile sohbetlerime dayanarak:

Gastronomi Danışmanlığı, Mutfak DanışmanlığıRestoran Danışmanlığı, Yiyecek Ve İçecek DanışmanlığıMenü DanışmanlığıRestoran Konsept TasarımıRestoran Projeleri uzmanları, Restoran Mutfağı Kurucuları, Yeni Restoran açılışı çalışmaları ve yemek stilistliği yapan danışmanlar ile bilgi alışverişime, sinerjime  dayanarak bu güne kadar basında duymadığım bir kaç konuyu dile getirmek istedim. 

Açıkçası, belirttiğim konu ve değerlendirmeler bugüne kadar Türk mutfak sahnesini işgal eden kişilerin elçi olarak ilan edilen Türk Mutfağı ve Türk Şeflerinden, profesyonel gurmelerden ne de konuya vakıf kişiler olduğu iddia edilenlerden duymadığım bir konular ve söylemler...

Türk mutfağının dünyada tanıtımı konusunda yapılmak istenilenlerin çoğunluğu bana göre doğru ama ciddi anlamda eksiktir. Konuya bakış açısı olarak düzeltilmesi de "ayrı bir uzmanlık alanı" gerektirmektedir. Turizm bakanlığı ve diğer resmi makamlar tarafından görevlendirilen lgili devlet görevlileride bunun içerisine dahildir.

Tanıtımları yapacak kişilerde tercih sebeplerinden biri mutlaka "populerlik" olabilir. Peki ya  bilgi, tecrübe ve vizyonun vermiş olduğu kendinden emin, ne yaptığını bilen ve sunumlarla karşısındakine özgüveni ile hayranlık uyandıran; özüne bağlı, gerçekliğe yakın, orijinal tadlar ve geleneksel sunumların köklü kültürümüzdeki etkilerini nereye koymamız gerekir?

Dünyada Türk MutfağıTanıtımları...
Eksik olan tarafı ise mecazi anlamda söylemem gerekirse -podyuma çıkan mankenlerin neyi tanıtacaklarını tam olarak bilmemeleri yada eksik bilmelerinin verdiği  "BOŞ" bakışların etrafındaki kişilere vermiş oldukları şaşkınlıktır.!!! Bir benzetme yapmam gerekirse belgesellerde beslenme için yanlış bir ağaca çıkmış olan "PANDA" yavrusunun şaşkınlığı olabilir.

Belirttiğim çok önemli detay ve sorular dikkate alınırsa eğer belki bu konuda ki düşüncelerimi paylaşırsam ilgililerin dikkatini çeker düşüncesi ile kamuoyu ile paylaşmak istedim.

Türk aşçı haberleri Not:
Haberde kullanılan ilgili görsellerin, kopyalanması, başka yerlerde tarafımdan izinsiz yayınlanması kaynak gösterilse dahi yasaktır. Tüm yasal hakları Eşgüder Has Aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR'e aitttir.


14 Haziran 2021 Pazartesi

Osmanlıdan Günümüze Helvalar Ve Helva-İ Gazi’nin Gastronomik Değeri

 


Osmanlıdan Günümüze Helvalar Ve Helva-İ Gazi’nin Gastronomik Değeri

Osmanlıdan Günümüze Helvalar Ve Helva-İ Gazi’nin Gastronomik Değeri

*Dr. Öğr. Üyesi Gül YILMAZ 
**Öğr. Gör. Sinem AKMAN

Özet
Arapça tatlı anlamına gelen Hulv’den türetilen helva Türk toplumunda her zaman ilgi gören bir yiyecektir. Fizyolojik olarak insanların yeme ihtiyacı olduğu gibi enerjilerini arttırmak için tatlıya da gereksinimi bulunmaktadır. Bu gereksinimi meyve ile karşılamakla birlikte unlu mamuller ya da hamur işleri ile yapılan tatlılar ile de gidermektedirler. Unlu tatlı olarak Osmanlı 'da helvanın ayrı bir önemi bulunmaktadır. 

Evliya Çelebi Seyahatnamelerine ve Osmanlı mutfağına ilişkin kaynaklara bakıldığında unlu/ nişastalı, yağlı, ballı ya da şekerli tatlılar için helva kelimesi kullanılmaktadır. Helva, Osmanlı saray mutfağında kabul görmüş ve yapıldığı yere ismini vermiştir. Sarayda Helvahane olarak adı geçen eski adıyla Matbah-ı Amire, helvanın yanı sıra tatlıların yapıldığı yer olarak kayıtlarda geçmektedir. Farklı kültürlerde insanoğlunun doğumdan ölüme kadar uzanan yolculuğunda helvaya kutsal bir anlam da yüklenmiştir. 

Bu çalışmada, geçmişten günümüze kültürel miras olarak gelen ve Türk mutfak kültürü içinde yer alan helva araştırılmaktadır. Helva çeşitleri arasında bulunan Gaziler Helvasının önemi, toplumdaki yeri ve diğer helvalardan farkı aktarılmaktır.

Giriş

Fizyolojik ihtiyaç olan beslenme, insanın yaşamsal faaliyetlerinden biridir. Coğrafi koşullar toplumların yemek kültürleri üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Doğal ihtiyacın karşılanmasıyla birlikte insanlar lezzet arayışı içerisine de girmektedirler. Yapılan yemekler bir toplumun gelenek göreneklerini pişirme şekillerini aynı zamanda yaşam biçimine de ifade etmektedir. Yemek kültürü, nesillerden nesillere aktarılıp gelecek nesillerde yaşatılması arzu edilen bir durumdur.

Kültür; insanların yaşam süresi boyunca düşünceleri ve yaşayış biçimleri sonucunda var ettikleri mimari yapılar, el sanatları, geleneklerden oluşmaktadır (Çapar ve Yenidemir, 2016). Yemek kültürünün içerisinde yer alan Osmanlıdan Günümüze Helvalar da beslenme şekilleri geçmişten günümüze atalarımız tarafından aktarılmıştır. Örneğin çorbalar, kebaplar, sulu yahni şeklindeki et yemekleri, dolmalar, tatlılar, şerbetler vb. gibi lezzetler kültürel miras olarak günümüzde de yaşatılmaktadır.

Kültürel Miras Türk Dil Kurumunun tanımına göre; “bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey” anlamına gelmektedir. Bir başka kaynakta da, Kültürel miras; “yaşayan kültür kadar, somut (tarihi binalar, anıtlar, mimari kalıntılar ve alanlar gibi) ve somut olmayan (felsefe, gelenek, değerler, törenler, müzik, dans ve sözlü tarih gibi) ögeleriyle, geçmişte biriktirilenlerle ve onlara atıfla ortak belleği oluşturur” şeklinde tanımlanmaktadır (Gültekin ve Uysal, 2018).

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’ne göre somut olmayan kültürel miras kavramı; “toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekanlar anlamına gelir”. Nesilden nesile aktarılan somut olmayan kültürel miras, toplumların birbiriyle olan etkileşimlerine dayalı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. 

Bu durum toplumlarda kültürel mirasın devamlılığı konusunda katkı sağlamaktadır. Kültürel değerlerin bir parçası olan yemek, bir kültürün maddi ögesi olarak değerlendirilmektedir. UNESCO’nun tanımından yola çıkılacak olursa nesilden nesile aktarılan ve toplumların etkileşimleri sonucunda yeniden yaratılan, yeni kimlik kazanan yemek pişirme tarzı, geleneksel üretim ve tüketim alışkanlıkları, pişirme yöntemleri somut olmayan kültürel miras kapsamına girmektedir (Çapar ve Yenidemir, 2016).

Geçmişten günümüze kadar gelen mimari yapılar, geleneksel kıyafetler somut kültürel mirasımızın bir parçası durumundadır. Geçmiş ve yaşanmış dönemlere ait el yapımı ürünleri, yöresel yemekler, destanlar, sözlü anlatımlar vb. gibi soyut kültürel mirasımızı oluşturmaktadır (T.C.KültürveTurizmBakanlığı, 2018). Bir kültürel miras unsuru olan yemek ve yemek sanatının turizmle ilişkisi üç boyutta “ilk olarak temel turistik gereksinimin giderilmesi amaçlı besin tüketimi, ardından (destekleyici ya da ana) çekim unsuru olarak yerel besinler ve son boyutta turistik deneyimi biçimlendiren yerel besin üretimi ve tüketimi” incelenmektedir (Akbaba ve Çetinkaya, 2018).

Bu çalışmanın amacı Osmanlıdan günümüze somut olmayan kültürel miras olarak aktarılan helva ve helva kültürüne değinmek ve gastronomi turizmine olabilecek katkısını ortaya çıkarmaya katkı sağlamaktır. Bu kapsamda öncelikle helva hakkında bilgi verilmiş, daha sonrada Gaziler Helvasının kültürümüzdeki yeri ve önemine değinilmiştir. Unutulmaya yüz tutmuş olan bu kültürün Osmanlı döneminde ne kadar önemli olduğu vurgulanmıştır.

Kavramsal Çerçeve
Kültürün bir parçası olarak nitelendirilen Helva geleneği, Ortaçağ’dan Osmanlı Dönemine ve günümüze kadar gelen önemli bir mirastır. Geçmişten günümüze kadar özel günlerin tamamlayıcısı olarak yapılıp ikram edilmiştir.

Helvanın Tanımı ve Helvanın Tarihi
Helva; şeker, yağ, un veya irmikle yapılan tatlı olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2018). Helva, Arapça “tatlı” anlamı taşıyan hulv’den (hulviyyat) türediği bilinmektedir. Tarihte Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Osmanlı saray mutfak kültürünü aktaran kaynaklara bakıldığında “her çeşit unlu/nişastalı, yağlı, ballı ya da şekerli tatlı” için “helva” kelimesinin kullanıldığı görülmektedir (Yerasimos, 2011).
Helvanın ilk olarak Orta Doğu ve Balkan ülkelerinde yapıldığı bilinmektedir. 

Ağırlıklı olarak Türk, Arap ve Yahudi toplumlarının ikamet ettikleri bölgelerde görülmektedir (Sevimli ve Sönmezdağ, 2017). 13. ve 14. yüzyıla ait yazılı kaynaklar incelendiğinde birçok Arapça metinde helva tarifi görülmektedir. Bu bilgiye dayanarak helvanın geçmişinin 13. yüzyıla kadar uzandığı söylenebilmektedir. Helva çeşitlerimizden bir tanesi olan Gaziler Helvasına ise 1444 yılında Kaygusuz Abdal’a ait bir şiirinde “Gaziler helvasından cihan dopdolu olsa, Zilbiye halkasile simidi hem coğ olsa” dizelerine rastlanmaktadır (Işın P. M., 2009).

Bilinen ilk helva, Ortaçağ Arap toplumunda kutsal bir meyve olarak kabul görmüş taze hurma ve sütün ezilmesi sonucu elde edildiği aktarılmaktadır. Daha sonraki dönemlerde yağ, un, safran gibi malzemelerin helva yapımında kullanıldığı bilgisi yer almaktadır (Samancı, 2018). Günümüzde un helvası olarak tanınan helva çeşidi, Osmanlı Döneminde “efruşe” ya da “afruşe” olarak bilinmektedir. Bu helvanın tane tane dökülen çeşidine ise Gaziler Helvası denildiği kayıtlarda yer almaktadır. Gaziler Helvasının savaş dönemlerinde şehit olanları ruhu için hazırlandığı bilinmektedir (Işın P. M., 2009).
Helva çeşitleri dört grupta incelenebilmektedir. 

Bu gruplar;

- Unsuz helvalar
- Un, nişasta veya irmik içeren helvalar
- Malzeme ve yapılışı belirsiz olan veya hakkında çok az bilgi bulunan helvalar
- Doğadan toplanan bazı tatlı maddeler veya görünüş olarak helvaya benzetilen fakat kimisi yenmeyen maddeler (Işın P. M., 2010).

olarak sıralanmaktadır. Gaziler Helvası bu gruplar içinden “un, nişasta veya irmik içeren helvalar” grubunda yer almaktadır.

Helvanın Osmanlıda Yeri ve Önemi

Osmanlı Döneminde mutfağa ve yapılan yemeklere büyük önem verilmektedir. Sarayda yemeğe verilen önemin yanı sıra tatlıların, şerbetlerin, ilaçların hazırlandığı ayrı bir bölüm bulunmaktadır. Bu bölüme “Helvahane” eski adı ile “Matbah-ı Amire” denilmektedir (Sevimli ve Sönmezdağ, 2017). Topkapı Sarayı Helvahanesinde sadece tatlı yapılmamaktadır. Hekimbaşının hazırlamış olduğu 186 ilaç reçetesine de ulaşılmaktadır. 

Aynı zamanda macun, hoşaf, reçel, şurup, kuvvet macunları yapıldığı da bilinmektedir (Terzioğlu, 1993). Saray aşçılarından tatlı yapanlar için kullanılan genel tanımlama “Helvaciyan-ı hassa” şeklindedir (Samancı, 2018).

Somut olmayan kültürel miras olarak mutfak kültürü içinde Helva, toplumumuzda doğumdan ölüme kadar birçok dönemde farklı ritüellere eşlik etmektedir. Doğum gibi sevinçli günlerde, ölüm gibi acı günlerde, kutsal günlerimizden kandillerde, askere gidecek olan kişiler için ve askerden dönenler için helva yapılmaktadır. Fakat helva toplumumuzda genellikle ölüm ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca helvanın soğuk kış günlerinde insanların sosyalleşmesini sağlayan helva sohbetlerinde bir araç olduğu da görülmektedir.

Helva-i Gaziler (Gaziler Helvası) ve Gastronomi Kültüründeki Yeri

Gaziler Helvası Edirne’de Saray geleneği olarak yapılmaktaydı. Bu gelenek uzun yıllar devam etti. O dönemlerde askerler sefere çıktıkları zaman helva ile uğurlanmaktaydı ve seferden döndükleri zaman helva ile karşılanarak dualar ile yenilmekteydi (Geleneksel Mutfak, 2018).

Geçmişi 13. yüzyıla uzanan Gaziler Helvası, 16. yüzyıla ait bir yazılı metinde şöyle bahsedilmektedir: “Bal 400 gr, tereyağ 200 gr, gerektiği kadar un. Tereyağ kaynadıktan sonra unu yavaş yavaş koya ta hamur kızarınca olunca. Sonra soyulmuş badem koyup pişireler, tamam bademi kızarında (kızarıncaya kadar). 

Eğer badem konulmaz ise pişmesinin alameti olur ki rayiha (koku) zuhur eder ve hem kaşık içine alsan kabarcıklar peyda olur. Sonra köpüğü alınmış şeker veya bal kuvvetlice kaynar iken bir defada o meyane üstüne dökerler, tamam alıştıkta indirip soğuduktan sonra elleyip taneliyeler. Gayet alabeyaz ola vesselam” (Işın P. M., 2009). Benzer şekilde Türk Mutfağı ve Edirne’den Yemek Kültürümüz adlı kitapta Gaziler Helvası yapılırken şeker veya bal kullanıldığından söz edilmektedir.

Helva gibi tatlıların üretim aşamasında tatlandırmak için bal, pekmez gibi ürünlerin kullanımı yalnızca Edirne’ye has bir durum değildir. Türkiye’nin tamamında, geçmiş dönemlere ait yapılan çalışmalarda yaygın olarak kullanılan bir mutfak uygulaması olduğu söylenebilmektedir. Osmanlı Döneminde reçellerin lezzeti ve kokusu kadar görünümüne de önem verilmekteydi. Reçel ve murabba, Anadolu’nun pek çok yerinde taze pekmezle yapılmaktadır. Ancak pekmez meyvelerin rengini bozduğu ve kendi yoğun tadını reçele aktarması sebebiyle şeker kullanımı tercih edilmektedir (Işın P. M., 2009).

Günümüzde toz şeker kullanımının yaygınlaşması sebebiyle doğal tatlandırıcıların kullanımı oldukça azdır (Çakır vd., 2017).
İnsanların doğal yaşama dönüşü, doğal ürünleri tercih etmeleri, tarladan sofraya gıda üretimine destek vermeleri ile eski mutfak alışkanlıklarımıza dönüş olacağı düşünülmektedir. Bu durumun kırsal turizmi de canlandıracağına inanılmaktadır. İnsanların kırsal alanlara gitme sebeplerine bakıldığında büyük şehirlerin yorucu temposundan uzaklaşmanın yanı sıra, geleneksel tatları deneyimleme isteği yer almaktadır.

Gaziler Helvasının da ayrıca çeşitleri olduğu bilinmektedir. Hükümdarlara layık olan çeşidine “Mülüki Gaziler Helvası” denilmektedir. Bilinen Gaziler Helvasından farkı ise iki katı şeker ya da bal kullanılarak hazırlanması ayrıca bol miktarda badem eklenip ocakta pişirildikten sonra tepsiye alınıp üzerine bastırılarak fırında tekrar pişirilerek hazırlanmasıdır (Işın P. M., 2009).

1856 yılına ait bir yemek kitabında Mülüki Gaziler Helvası tarifi şu şekilde yer almaktadır: 

yarım kıyye yağ
Bir kıyye un
300 dirhem süt
1 kıyye bal
2.5 kıyye badem

İptida ber-kaide (önce kaideye göre) gaziler helvasını pişirirler. Lakin şekeri veya balı adetten iki kat ziyade olup tatlı ola ve sonradan çok bol badem zammolacaktır (eklenecektir) Tatsız olmayup karar bula. Eğer helva üç kıyye soyulmuş bademi ateşte bir miktar kavurup havanda küçük parçalar haline gelinceye kadar dövülsün ve mezbur (anılan) helvaya zammolana. Gereği gibi alıştıktan sonra kenarlı tepsiye yetecek kadar doldurulup baklava şeklinde veya arzu edilen başka şekilde bıçakla kesilip fırında tekrar revani pişirir gibi üzeri kızarıncaya kadar dursun. Sonra çıkarıp tabağa dizip yenmeye hazırdır” (Işın P. M., 2009).

Gaziler Helvasının, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi web sayfasında Işın’ın anlatımında olduğu gibi badem kullanılarak yapıldığı görülmektedir. Kullanılan malzemeler; bir ölçü sadeyağ (tereyağ), 2 ölçü un, 3 ölçü şeker ya da 2 ölçü bal, 2 ölçü süt/su, badem içidir. Hazırlanış yöntemi ise şu şekildedir: Un ve yağ yavaş yavaş kavrulur. Kabukları soyulmuş badem içi una eklenerek birlikte kavurma işlemine devam edilir. Başka bir kap içerisinde süt/su ile bal karıştırılır ve soğuk olarak ateşteki una eklenerek karıştırılır. Suyu tamamen çektiğinde ateşten alınıp 5-10 dakika dinlendirildikten sonra servis edilir (T.C.KültürveTurizmBakanlığı, 2019).

Edirne ilinde Helva sohbetleri geleneği uzun yıllar devam etmiştir. Eski dönemlerde kış aylarında padişah, vezir saraylarında ve büyük konaklarda toplantılar ve sohbetler yapılarak helva ikram edilmiştir. Bu sebeple toplantılara “helva sohbetleri” denmiştir. Edirne’de helva sohbetleri günümüzde yapılmamakla birlikte 1990 yılına kadar bu geleneğe yer verilmiş ve helva kültürünün unutulmaması için çaba sarf edilmiştir (Özbil, 2011).

Tarihsel süreç içerisinde helva kültürü değerlendirildiğinde 13. Yüzyılda başlayıp 20. Yüzyıla kadar devam eden bir geleneğin olduğu anlatımlardan da anlaşılmaktadır. Günümüzde kültürel miras olarak adlandırılan helvanın gastronomik açıdan değer olması ve turizmin çeşitleri içerisinde yer alan kültür turizminde mutfak kültürüne olan katkısıyla da değer olarak adlandırılabilmektedir.

Helvanın Turizm ve Gastronomi Turizmine Katkıları

Öznesi insan olan turizm kişilerin bulundukları yerin dışına seyahatleri ve gittikleri yerlerde turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetler talep etmeleri ile oluşan bir kavramdır. İnsanların yer değiştirmelerinden kaynaklanın aktiviteler bütünü şeklinde ifade edilen turizm, günümüzde dünyanın en önemli sektörlerinden birisidir (Hacıoğlu vd., 2016).

Gastronomi;
“yiyecek ve içeceklerin tarihsel gelişim sürecinden başlayarak tüm özelliklerinin ayrıntılı bir biçimde anlaşılması, uygulanması ve geliştirilerek günümüz şartlarına uyarlanması çalışmalarını kapsayan aynı zamanda bilimsel ve sanatsal unsurlarla katkı sağlayan bir bilim dalıdır” (Özbay, 2017).

Gastronomi turizmi; temel motivasyon faktörü özel bir yemek türünü tatmak veya bir yemeğin üretilmesini görmek amacıyla, yiyecek üreticilerini, yemek festivallerini, restoranları ve özel alanları ziyaret etmektir (Zengin, Uyar, & Erkol, 2015). Ayrıca; yöresel ürünler, geleneksel müzik, yerel etkinlikler, el sanatları hem kültür turizminin hem de kırsal turizmin de bileşenlerini oluşturmaktadır (Hacıoğlu ve Avcıkurt, 2011). Kırsal turizm bileşenleri içerisinde yer alan beslenme gastronominin içerisine de girmektedir.

Kültür Turizminin Temelleri

Kültürel miras, kültür turizminin temelini oluşturmaktadır. Kültür turizmine katılmak isteyen kişiler tarihi mekanları, müzeleri, anıtları görmeyi tercih etmelerinin yanı sıra aynı zamanda ülkelerin, şehirlerin, yörelerin geleneksel mutfaklarını da deneyimlemek isterler.

Aşağıda bahsedildiği gibi geleneksel mutfak kültürel ilgiye yönelik insan faaliyetleri olarak değerlendirilmektedir.

Boyut Kategorileri

Sanatsal, tarihi yerler ve sit alanları

Anıtlar; 
Şehrin sembolleri, katedraller, kiliseler, külliyeler, camiler, saray-meydan- çeşme gibi kamusal alanlar

Müzeler; 
Kültürel ve tarihi eserlerin sergilendiği müzeler ve sanat galerileri

Kültürel Sergiler; 
yılın değişik dönemlerinde farklı yerlerde tekrarlanabilen sergiler

Dünya Kültür Mirasları; 
Efes vb gibi

Kültürel ilgiye yönelik insan faaliyetleri

Popüler ve dini kutlamalar; 
Fasingler veya Ganj nehrinde yıkanmak vb

Müzik, sinema, tiyatro, dans; 
Rock ve Coke festivali, Cannes Sinema Festivali, Flâmenko gibi

El sanatları ve popüler mimari; 
kilim, halı dokumacılığı, lületası veya Harran evleri gibi

Geleneksel mutfak; 
Türk mutfağı, Antep mutfağı, Uzakdoğu mutfağı gibi

Kültürel Rotalar; 
İpek yolu vb

Ekonomik Etkinlikler

Endüstri ve Madencilik mirası; 
eski fabrikalar, limanlar (Edinburgh Limanı gibi) veya maden ocakları (Wielicka Tuz maden ocağı vb.)

Geleneksel üretim yöntemleri; 
çiftlik, tarım ve kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarının yeniden canlanması

Ticari Fuarlar; 
Münih Oto Fuarı, İzmir Fuarı

Doğal Güzellikler
Kaynak: (Bahçe, 2009).

Doğal Parklar; 
Milli parklar (Spil Dağı Milli Parkı, Atatürk Orman Çiftliği, Temalı parklar (Miniatürk, Disneyland vb.), Arkeolojik alanlar
  
Geleneksel mutfağın ürünü olan helva ve helva kültürü gastronomi turizmi açısından da bir değer oluşturmaktadır. Bu değerin yaşatılabilmesi için çeşitli projeler 

Bunlardan biri olan Trakya Kalkınma Ajansı tarafından “Trakya Turizm Rotası” projesidir. Proje kapsamında “Lezzet Rotası” oluşturulması amaçlanmıştır. Bu projede Gaziler Helvasına da yer verilmektedir (Çakır vd., 2017).

Sonuç Ve Değerlendirme

Bu çalışmada; helva kültürünün çok eskilere kadar dayandığı helvanın Osmanlı döneminde özel helvahanelerde yapımı sağlanacak kadar önemsendiği aktarılmaktadır. Mutfak kültürümüzün yaşayan bir kültür olduğu düşünülecek olursa bu kültürü devam ettirmek, gelecek nesillere aktarılması için kayıt altına almak gerekmektedir. Helva-i Gaziler ve diğer helva çeşitlerinin, yaşatılması ve unutulmaması için Türk mutfak kültürü içerisinde sık sık yer verilmelidir. 

Günümüzde halen bütün helva çeşitleri gerek özel günlerde gerekse günlük yaşamda yapılmaya devam etmektedir. Ancak Gaziler Helvasının savaştan sonra şehit olanların ruhu için yapıldığı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden öğrenilmektedir. 1990’lı yıllara kadar Edirne’nin meşhur helva sohbetlerinin aranan lezzetlerinden biri olan Gaziler Helvası günümüzde artık unutulmaya başlamıştır.

Somut olmayan kültürel miras olarak Türk Mutfağı’nın bir parçası olan helva kültürünün yaşatılması için Gastronomi ve Aşçılık eğitim öğretimi verilen gerek lise gerekse üniversitelerde öğrenciler bilgilendirilmeli ve uygulamalı olarak anlatılmalıdır.

Yöresel ürünler, el sanatları, mutfak sanatları şehirlerin ve ülkelerin turizminde önemli yer tutmaktadır. Gastronomi turizmi çerçevesinde oluşturulacak olan lezzet rotalarında helva kültürümüze yer verilmesi bir geleneğin yaşatılmasına katkı sağlayacaktır.

KAYNAKÇA
Akbaba, A., & Çetinkaya, N. (2018). Gastronomi ve Yiyecek Tarihi . Ankara : Detay Yayıncılık.
Bahçe, A. S. (2009). Kırsal Gelişimde Kültür (Mirası) Turizmi Modeli. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1-12.
Bakanlığı, T. v. (2019, Mayıs 29). Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı: http://www.edirnekulturturizm.gov.tr/TR-90096/gaziler- helvasi.html adresinden alınmıştır
Çakır, A., Çiftçi, G., & Çakır, G. (2017). Trakya Turizm Rotası Projesi: Lezzet Rotası Üzerine Bir Değerlendirme . Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 194-205.
Çapar, G., & Yenidemir, U. (2016). Somut Olmayan Kültürel Miras Kaynağı Olarak Yöresel Yiyeceklerin Turizm Endüstrisinde Kullanılması . Journal of Tourism and Gastronomy Studies , 100-115.
Gültekin, N. T., & Uysal, M. (2018). Kültürel Miras Bilinci, Farkındalık ve Katılım: Taşkale Köyü Örneği. OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2030-2065.
Hacıoğlu, N., & Avcıkurt, C. (2011). Turistik Ürün Kavramı ve Turistik Ürünü Oluşturan Unsurlar. N. Hacıoğlu, & C. Avcıkurt içinde, Turistik Ürün Çeşitlendirilmesi (s. 5- 15). Ankara : Nobel Akademik Yayıncılık .
Hacıoğlu, N., Bozkurt, M., & Şahin, B. (2016). Genel Turizm. İstanbul: Paradigma Akademi. Işın, P. M. (2009). Gülbeşeker Türk Tatlıları Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları .
Işın, P. M. (2009). Gülbeşeker Türk Tatlıları Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Işın, P. M. (2010). Osmanlı Mutfak Sözlüğü. İstanbul: Kitap Yayınevi.
Özbay, G. (2017). Dünden Bugüne Gastronomi . M. Sarıışık içinde, Tüm Yönleriyle Gastronomi Bilimi (s. 1-35). Ankara : Detay Yayıncılık.
Özbil, A. (2011). Edirne'nin Gaziler Helvası ve Helva Sohbetleri. Acta Turcica Online Thematic Journal of Turkic Studies(1), 57-62.
Portalı, T. K. (2018, Eylül 7). Geleneksel Mutfak. Türkiye Kültür Portalı: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/edirne/neyenir/gaziler-helvasi adresinden alınmıştır
Samancı, Ö. (2018, 6 8). Has Aşçıbaşı Ahmet Özdemir. hasacibasiahmetozdemir.com: http://hasascibasiahmetozdemir.com/Sayfalar/107/HELVA-GELENEGI.html adresinden alınmıştır
Sevimli, Y., & Sönmezdağ, A. S. (2017). Özel Gün Tatlıları: Kültür Turizmi Açısından Önemi. International Rural Tourism and Development Journal, 18-28.
T.C.KültürVeTurizmBakanlığı. (2018, Mayıs 27). T.C.Kültür Ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğü. Kültür Varlıkları: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,132353/somut-olmayan-kulturel-miras-ne- demektir.html adresinden alınmıştır
TDK. (2018, Mayıs 2). T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu. Türk Dil Kurumu: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5a ea00df410a44.77368627 adresinden alınmıştır
Terzioğlu, A. (1993). Helvahane Defteri ve Topkapı Sarayında Eczacılık. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları .
Yerasimos, M. (2011). Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Yemek Kültürü. İstanbul : Kitap Yayınevi .
Zengin, B., Uyar, H., & Erkol, G. (2015). Gastronomi Turizmi Üzerine Kavramsal Bir İnceleme. 15. Ulusal Turizm Kongresi Ankara , 1-16.

Türk Mutfağından Kaybolan Kerkük Yemekleri Nedir?

 Türk Mutfağından Kaybolan Kerkük Yemekleri Nedir? Ziyat AKKOYUNLU* Özet:  Bu makalede, Orta Asya’dan başlayarak Osmanlı’ya ve oradan da Ker...