Mutfak Eğitimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutfak Eğitimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Temmuz 2022 Pazar

Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi Kapsamında Yeşil Nesil Restoranları İncelenmesi

 Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi Kapsamında Yeşil Nesil Restoranları İncelenmesi 

Arş. Gör. Neslihan Şimşek

Yrd. Doç. Dr. Gürkan Akdağ 

 

Özet

Dünya’da küreselleşme ile birlikte pek çok endüstride önemli ilerlemeler sağlanmaya başlanmıştır. Teknoloji ve endüstrideki gelişmeler ekonomik kalkınmayı tetiklerken, ülkeler belirli bir refah seviyesine ulaşmış ve insanlar günlük işlerini daha kolay bir şekilde halledebilir hale gelmişlerdir. Bu denli teknolojik ilerlemenin ve endüstrileşmenin ortaya çıkardığı günümüzdeki önemli sıkıntıların başında ise hizmetlerde ve ürünlerde,  sürdürülebilirlik? sağlanması düşüncesi gelmektedir. Yiyecek içecek işletmeleri önemli bir miktarda tükettiği doğal kaynak ve üretilen atık sonucu doğal çevrenin sürdürülebilirliğini önemli bir ölçüde etkilemektedir. 

 

Yiyecek içecek sektöründeki gelişmelerin ancak doğal kaynakların sürdürülebilirliği ile uzun vadeli olabileceği düşünüldüğünde bu çalışmanın amacı; yeşil restoran olmak için temel motivasyonlar, yeşil restoran olmanın diğer restoranlar arasında işletmeyi nasıl farklı kıldığı, yeşil restoran olmanın avantaj ve dezavantajlarının belirlenerek gelecekte yeşil restoran olma kararı sürecindeki yöneticilere yardımcı rehber niteliğinde bilgi verilmesi yolu ile yeşil nesil restoran kavramının tanıtılmasıdır. 

 

Bu kapsamda yeşil restoran yöneticilerinin uygulamalarına bakış açıları ve yeşil restoranlarda gerçekleştirilen uygulamalar yapılan görüşmeler neticesinde incelenmiştir. Çalışmada, veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu, veri analiz yöntemi olarak betimsel analiz yöntemi tercih edilmiştir. 

 

Araştırmanın sonucunda; yeşil restoran olmak için temel motivasyonların, çevre kirliliği endişesi, tasarruf, standartlaşma, hizmet kalitesi olduğu; yeşil restoran olmanın işletmelere bilinirlik ve popülarite kazandırması, kaliteli ve standartlaştırılmış hizmet sunması gibi avantajlarının yanı sıra, kurulum aşamasındaki maliyetin yeşil nesil restoran yöneticileri tarafından dezavantaj olarak belirtildiği bulgulanmıştır. Yeşil restoran olmanın, tüketicilerin ve çalışanların çevreye duyarlı olması ve çevre odaklı üretim gerçekleştirilmesi açısından diğer yiyecek içecek işletmelerinden farklılık gösterdiği saptanmıştır.   

 

Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Gastronomi Turizmi, Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi, Yeşil Nesil Restorancılık 

  

GİRİŞ 

Çevre koruma ve ekonomik kalkınma ile ilgili faaliyetler incelendiğinde; iki kavramın birbirleriyle çelişen ifadeler olduğu düşünülmektedir. Ancak, ekonomik kalkınmanın uzun vadeli olabilmesi çevresel korumanın varlığıyla mümkün olabilmektedir. Aynı zamanda kalkınma, doğal kaynak zenginliği ile de ilişkili şekilde ele alınmalıdır (Kahraman & Türkay, 2014: 87). Son yüzyılda hızlı gelişen teknoloji ve endüstriden kaynaklı çevresel problemler ve kontrolsüz artan nüfusa karşın dünyadaki kaynakların sınırlılığı, araştırmaların yönünü sürdürülebilirlik kavramına ve kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik uygulamalara çevirmiştir (Gündüz, 2004: 58). 

 

Bu kapsamda ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı hemen hemen tüm alanlara yansımıştır. Farklı alanlardaki sürdürülebilir uygulama ve araştırmaların hepsi çeşitli boyutlarda olmasına karşın ortak özellikleri insanın geleceğini konu almaları ve hangi alan için düşünülüyorsa o alanın kaynaklarının korunmasını hedeflemeleridir (Beyhan ve Ünügür, 2005: 80). Bir şeylerin sürdürülemez olması kaygısının belirmesiyle ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı; yaşam kalitesini düşürmeden, düşünce tarzında değişiklik gerektiren bir kavramı ifade etmektedir. 

 

Sürdürülebilirliğin uygulamaya konulması sonucunda tüketim toplumu yerini, evrensel açıdan dayanışma içerisinde olan, çevresel yönetim, toplumsal sorumluluklar ve ekonomik çözümleri hedefleyen toplumsal yapıya bırakacaktır(Şahin, 2004: 6; Özmehmet, 2005: 12; Özbey, 2002: 2). 

 

İşletmeleri yönetim sürecinde sürdürülebilir politikalar izlemeye yönelten durumlar, işletmelerin maddi kaygıları, çevresel bozulmaya karşı kendilerini sorumlu hissetmeleri, küresel oluşum içinde rakip işletmelerden geri kalmama istekleri ve günümüzde işletme ömrünün uzun olmasının ana faktörü olarak sürdürülebilirliğin görülmesidir (Kuşat, 2012: 228; Kuosmanen & Kuosmanen, 2009: 235). İnsanların çevre ve sağlıkla ilgili olan ürünlere karşı ilgilerinin artması sonucu, sürdürülebilir ve çevreye duyarlı ürünleri tercih eden yeşil restoranların müşterilerin dikkatini çektiği ve talep edilen bir uygulama haline geldiği söylenebilir (Kurnaz & Özdoğan, 2017: 76). 

 

Tüketicinin gücü ve talebi pazarın gelişimi için yönlendirici bir güç olarak görüldüğünden, tüketici tarafından yapılan seçim ve tercihler gıda işleme endüstrisinde sürdürülebilirliğin sağlanması için önemli bir etmen olabilmektedir (Murphy, McDonnell & Fagan, 2014: 209). Günümüz çevresel koşulları değerlendirildiğinde, işletmelerin çevre ve sürdürülebilirlik için kendi adına düşen sorumlulukları yerine getirmeleri gelecek kuşaklar için değerlidir. 

 

Bu kapsamda restorancılık adına her açıdan sürdürülebilirliği hedefleyen yeşil nesil nesil restoranların varlığının artması ve yeşil restoranların faaliyetlerini başarı ile sürdürmeleri de son derece ehemmiyet arz etmektedir. Bu nedenle çalışmada yeşil nesil restoran kavramının tanıtılması, işletmelerin yeşil restoran uygulamalarına bakış açılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. 

 

1. LİTERATÜR TARAMASI 

1.1. Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Turizm Kavramları 

 

Bir kavram olarak sürdürülebilirlik;,  ekoloji ve ekolojik sistemlerin fonksiyonları, süreçleri ve üretkenliği üzerine odaklanarak şimdiki kuşakların gelecek uşaklara ait sorumluluklarını göz ardı etmeden ihtiyaçları karşılayabilme yeteneği? şeklinde tanımlanmaktadır (Işıldar, 2016: 60). Sürdürülebilirlik kelime olarak ilk defa 1712’de Alman bilim insanı Hans Carl von Carlowitz tarafından‚ Sylvicultura Oeconomica? isimli kitapta kullanılmıştır. Sürdürülebilirlik kavramı, üç yüzyıl kadar önce orman ve yaban hayatın yönetimi amacıyla ortaya atılmış olup, 20.  yüzyılın ilk yarısında balıkçılık ile ilgili olarak kullanılmıştır. (Sünnetçioğlu & Yılmaz, 2015: 96). 

 

Sürdürülebilirlik konusunda akademik çalışmalara yer veren ilk dergi ise 1993’te ilk sayısı yayınlanan ‘Journal of Sustainable Tourism’ dergisi olmuştur (Gıran Taşçıoğlu, 2016: 19).  1987 yılında sürdürülebilir bir dünya yaratabilmek ve yarının dünyasına yönelik projeleri gerçekleştirmek amaçlı uzun vadeli bir gündem oluşturma hedefiyle,  Ortak Geleceğimiz? başlığını taşıyan Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından Brundtland Raporu hazırlanmıştır. Raporda sürdürülebilir kalkınma kavramı günümüzün ihtiyaçlarının, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetlerine zarar vermeden karşılanması olarak ifade edilmiştir (United Nations, 1987: 27). 

 

Bir başka tanımda sürdürülebilir kalkınmayı Kahraman ve Türkay (2014: 90), temel çevresel, sosyal ve ekonomik hizmetlerin, bu hizmetlerin dayandığı ekolojik ve toplumsal sistemlerin varlığını tehdit etmeksizin, herkese sunabildiği gelişme? olarak tanımlamışlardır. Sürdürülebilir gelişim ve sürdürülebilirlik başta Birleşmiş Milletler Örgütü olmak üzere günümüzde de çeşitli konferanslarda ele alınarak değerlendirilmektedir (Akıncı Ekiztepe, 2016: 34). 

 

Turizm, yoğun çevresel ortamı ile sürdürülebilirliğe en çok ihtiyaç duyan endüstrilerden biridir. Turizm, çevre ve sürdürülebilir ilişkisinde,  çevrenin turistler için çekim unsuru olması, çevresel etmenlerin turizmi etkisi altına alması ve turizmin çevre üzerine yaptığı etkiler? ön plana çıkmaktadır (Kahraman & Türkay, 2014: 111). 

 

Turizm endüstrisinde sürdürülebilirliğin görevi insanların fiziki ve beşeri çevresini olumsuz etkilemeksizin turizm ve ürün kalitesini geliştirmektir (Cronin, 1990: 13). Bu kapsamda sürdürülebilir turizm; ziyaretçilerin, endüstrinin, çevrenin ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan mevcut ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri tam olarak dikkate alan turizmdir (UNWTO, 2005). 

 

Sürdürülebilir turizmde esas olan, doğal alanların ve kırsal kesimlerin, geleceğin turizm alanları olarak, turizmin olumsuz çevresel etkisinden korunmasıdır. Diğer yandan, günümüz turizmi için de turistlerin çevresel sorunları olmayan ortamlarda, doğa içinde turistik etkinliklere katılabilmesinin yanı sıra (Kara, 2016: 585) doğal, kültürel, sosyal, ekonomik, yönetimsel, estetik iyileştirme politikalarına önem verilerek geleceğe yönelik yatırım yapmaktır (Gündüz, 2004: 58). Turizmde sürdürülebilirliğin, sadece sayısal talep ve gelir boyutu düşünülerek sağlanacağı düşünülmemelidir. 

 

Turizmde sürdürülebilirliğin sağlanması; çevreyi ve doğayı koruyup her anlamda sahip çıkılmasına, yerli halk ve ziyaretçi beklentilerinin karşılanmasına (Altanlar & Akıncı Kesim, 2011: 2) kısacası çevre ve insan açısından sürdürülebilir fayda sağlayan ileriye yönelik faaliyetlere bağlıdır. Turizmde sürdürülebilirlik; ekonomik uygulanabilirlik, yerel ekonomi refah, istihdam kalitesi, sosyal eşitlik, ziyaretçi memnuniyeti, yerel kontrol, yerel toplumun refahı, kültürel zenginlik, fiziksel bütünlük, biyolojik çeşitlilik, kaynak verimliliği ve çevresel temizlik gibi pek çok amaca hizmet etmelidir (Çetinoğlu, Mesci & Mesci, 2017: 114). 

 

1.2.Gastronomi Turizmi ve Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi 

 

Gastronomi turizmi, seyahatin asıl nedenini yöresel yemek ve yerel kültürün oluşturduğu destinasyonlara yapılan seyahatlerdir. "Yemek turizmi", "tatma turizmi" veya "mutfak turizmi" olarak da bilinmektedir (Vinerean, 2013: 22). Gastronomi turizmi başka bir tanımda, seyahat güdüsünü kısmen ya da tamamen yerel ürünlerin tadına bakmak ya da gastronomi ile ilgili aktivitelere katılmanın oluşturduğu turizm çeşidi şeklinde tanımlanmaktadır (Gheorghe, Tudorache & Nistoreanu, 2014: 12). Gastronomi turizmi, turistik hareketler içerisinde her geçen yıl daha fazla katılımcının dahil olduğu turistik hareketler iken; küreselleşme neticesinde kıt kaynakların varlığı ve yerel kültürlerin korunabilirliği açısından son yıllarda sürdürülebilir gastronomi kavramı da alanyazında gittikçe daha fazla yer almaya başlamıştır. 

 

Sürdürülebilir gastronomi, yerel ürünlerin çevresel ve sosyo kültürel nedenlerden ötürü teşvik edilmesidir. Yerelleşmiş gastronomik sistemler çevresel sürdürülebilirliği, sosyal adalet ve adil ticareti teşvik eder. Yerel spesiyaller, eski tarım ve yemek sistemi, şarap rotaları veya eko müzeler için pazarlar yaratmak gibi faliyetler sürdürülebilir gastronomiyi ve dolayısıyla yerel kalkınmayı desteklemektedir (Yurtseven & Karakaş, 2013: 91). 

 

Scarpato (2002) ve Yurtseven (2011) sürdürülebilir gastronomi kavramının,  özel restoranlar, yerel olarak üretilmiş yiyecekler, özel yemek üretim sistemleri, yemek festivalleri, özel yemek organizasyonları, doğal alışveriş merkezleri, doğal ve tarihi alışveriş mekanları, yerel yaşam kültürü, organik tarım ve organik ürünler, yerel yemek üretimi ve geleneksel üretim gibi unsurlardan oluştuğunu ifade etmişlerdir (Durlu Özkaya, Sünnetçioğlu & Can, 2013: 15). Sürdürülebilir gastronomi; yerel yiyecek ve kültürel unsurların geleceğe taşınmasını sağlayan bugünden geleceği şekillendiren bir yaklaşımdır. 

 

Alanyazında sürdürülebilir gastronomi ve sürdürülebilir gastronomi turizmi ile ilgili daha önce gerçekleştirilmiş çalışmalardan bazıları şunlardır: 

 

Durlu Özkaya, Sünnetçioğlu ve Can (2013), sürdürülebilir gastronomi kavramının ve bu perspektiften hareketle doğan sürdürülebilir gastronomi turizminin, belli bir destinasyona seyahat etmek için yöresel ve geleneksel gastronomik faktörlere yönelişi ve çevreye duyarlı üretim sistemleriyle hazırlanan yiyecek ve içecekleri kapsadığını ifade ederek, bu konuda coğrafi işaretlemenin önemine değinmişlerdir. Kivela ve Crotts (2005) destinasyon pazarlaması için gastronomi deneyimlerinin güçlü bir araç olduğundan bahsetmişlerdir. 

 

Akdağ, Özata, Sormaz ve Çetinsöz (2016) sürdürülebilir gastronomi turizmi kapsamında bir beslenme tarzı olan Surf&Turf’ü tanıtmış, bu beslenme tarzını yerli gastronomi turistlerinin bakış açılarıyla incelemişlerdir. Yurtseven ve Karakaş (2013), sürdürülebilir gastronomi destinasyonu olarak yavaş şehir Gökçeada’yı incelemiş, sürdürülebilir gastronomi turizminin vasıtasıyla turistlerin bölgedeki insanlar, tarım alanları, tarımsal faaliyetler, yerel ürünler ve geleneksel mutfaklar ile yakın temas sağladığından bahsetmiştir. 

 

Yurtseven (2011); Gökçeada’yı ziyaret edenlerin bakış açılarına göre memnuniyet ve önem açısından sürdürülebilir gastronomi algılarını ölçmüş ve ziyaretçi çeşitlerinin karakterlerini anlamanın destinasyon stratejileri açısından önemini vurgulamıştır. Jiménez Beltr{n, López Guzm{n ve Santa Cruz (2016),,  tapas konsepti? ile öne çıkan Cordoba şehrini ziyaret eden yabancı turistlerin değerlerini belirlemek amaçlı alan araştırması yapmış; organik tarım ve yöresel bölgelerin artışı açısından çevrenin gelişimi, turizm ve yerel tarım arasındaki yakın ilişki, yerel ekonominin gelişmesini içeren bir turist ürünü olarak yerel gastronomi potansiyelinin ana sonuçlarından biri olan sürdürülebilirliğe değinmiştir. 

 

Garrod ve Fyall (1998: 202) sürdürülebilir turizmin sürdürülebilir kılınması için kaynakların sürdürülebilir kullanımı, aşırı atık ve tüketimde azaltmalara gidilmesi, çeşitliliğin korunması, yapılan plan ve stratejilere turizmin dahil edilmesi, yerel ekonomilerin desteklenmesi, yerel toplumu kapsaması, paydaşlar ve halkın görüşünü alma, çalışanların eğitimi, turizm pazarlamasında sorumluluk ilkesinin benimsenmesi gibi önerilerde bulunmuştur. 

 

Sürdürülebilir gastronomi turizmi yöre halkını ve yerel tarımı destekleme açısından geliştiren ve yöneten turizm hareketidir (Yurtseven, 2011: 17). Bu noktadan hareketle, sürdürülebilir gastronomi turizmi kapsamında faaliyet gösteren yiyecek içecek işletmeleri; 

 

kuruluş aşamasından başlayarak yapmış olduğu tüm faaliyetlerde kaynak etkinliği ve verimliliğini gözeten, sorumlu satın almayı ilke edinen, yerel üretim ve tüketimi destekleyen, tüketim süresince atık oluşumunu en aza indirmeyi hedefleyen, diğer restoran işletmelerini, tedarikçileri ve müşterileri de benzer şekilde davranmaya yönelten işletmelerdir (Özgen, 2014: 194). İşletmelerin uyguladıkları sürdürülebilir stratejiler işletmelerin hem ürünlerini farklılaştırmalarına hem de ekonomik ve sürdürülebilir performans ölçütlerine uygulanacak normal getirilerin üzerinde kazanmalarına olanak sağlamaktadır (Pullman, Maloni & Carter, 2009: 40). 

 

1.3. Yeşil Restorancılık 

 

Son zamanlarda küresel ısınma ve atık gibi çeşitli ciddi çevresel problemler konusunda insanların farkındalıkları ve yeşil temelli etkinliklerde artışlar meydana gelmiştir (Doğan, Nebioğlu & Demirağ, 2015: 4). Restoran ve diğer ticari yiyecek hizmetleri kuruluşları ticari hayattaki yüksek enerji kullanan kuruluşları olduğu için restoranların yeşil uygulamalar benimsemesi sürdürülebilirlik ve karlılık açısından önemli konulardır (Namkung & Jang, 2013: 86). Yeşil kavramı, genel bir ifadeyle her anlamda çevre dostu olan ve her aşamada çevrenin korunmasını dikkate alan bir kavramdır  (Wang, Chen, Lee & Tsai, 2013: 264). Yeşil restoran kavramı ise enerji tasarruflu ve çevre dostu olacak şekilde inşa edilmiş, tasarlanmış ya da yenilenmiş yapılar olarak tanımlanabilmektedir (Lorenzini, 1994: 119). 

 

Çevre odaklı yeşil restoranları diğer geleneksel restoranlardan ayıran en önemli şeyleri üç R’den  oluşan azaltmak, yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek (reducereuse-recycle) ile iki E’den oluşan enerji ve verimlilik (energy-efficiency) oluşturmaktadır (Gilg, Barr & Ford, 2005: 487).Yeşil restoranların amacı müşterilerde çevre bilinci oluşturarak, işletmelerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır (Çetinoğlu, Mesci & Mesci, 2017: 113). Çevre odaklılık, restoran endüstrisinin çevre dostu ürünleri destekleme ve geliştirme konusunda çaba sarfetmesine ve profesyonel restoran endüstrisini Yeşil Nesil Restoancılık, Sürdürülebilir Restoran Birliği ve Yeşil Restoranlar Birliği gibi yeşil organizasyonlar kurmaya  yöneltmiştir (Doğan, Nebioğlu & Demirağ, 2015: 4).  

 

Yeşil Restoranlar Birliği (GRA) çeşitli ulusal birlikler tarafından ABD’de (San Diego) 1990 yılında kurulan, çevresel ve sürdürülebilir bir restoran sektörü yaratma misyonuyla hareket eden birliktir (Dilek, 2016: 91). Restoranlar, Yeşil Restoranlar Birliği (Green Restaurant Association-GRA)’nin hazırlamış olduğu kategorilerden,  enerji, su, atık, kullanıp atılan üniteler, kimyasal ürün kullanımını ve kirliliğini azaltmak, sürdürülebilir yiyecekler ve sürdürülebilir yapı malzemeleri? çeşitli puanlar alarak,  Yeşil Restoran? belgesi almaya hak kazanmaktadır. 

 

Yeşil Restoranlar Birliği sertifikalama sistemi 500 adet çevresel standarttan oluşmaktadır (Green Restaurant Association, n.d.). Sürdürülebilir Restoran Birliği (SRA) ise 2010 yılında İngiltere’de yiyecek içecek sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak amaçlı, Giles Gibbsons, Simon Heppner, Henry Dimbleby ve Mark Sainsbury tarafından kurulan, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. 

 

Sürdürülebilir Restoran Birliği’nin sürdürülebilirlik çerçevesinde toplum, kaynak ve çevre odaklı üç kategori altında bulunan alanlarda (yerel ve mevsimlik ürünler, etik et ve süt ürünleri, çevreye zarar vermeyen tarım uygulamaları, sürdürülebilir balıkçılık, dürüst ticaret, çalışan eğitimi, sağlıklı yeme, pazarlamada sorumluluk, yerel toplumun yanında olmak, çevre ve toplama etkisini gözeterek tedarik zinciri sağlamak, atık yönetimi enerji kullanımı, su kullanımı) danışmanlık hizmeti ve akreditasyon vermektedir (Sustainable Restaurant Association, 2015). 

 

Green Table Australia (GTA), Avustralya’daki çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltan restoranları, kafeleri, catering işletmelerini destekleyen ve onaylayan bir eğitim ve serifika programıdır (Green Table Australia, 2017). The Green Table Network ise 2007 yılında Kanada’da kurulmuş kar amacı gütmeyen, en kaliteli ve lezzetli yemekleri sunmanın yanı sıra çevreye verdiği zararları iyileştirmeyi taahhüt eden, yemek servis operatörlerini kabul eden bir organizasyondur  (The Green Table Network,n.d.).  

 

Uluslararası ölçekte sürdürülebilirlik çalışmalarından hareketle ortaya çıkan bu kurumlar gastronomi açısından da son derece değerlidir. Özellikle, sürdürülebilir yiyecek içecek işletmelerinin varlığını kuvvetlendiren yeşil nesil restoranlar; enerji kullanımı, atık yönetimi, tehlikeli atıkların ayrıştırılıp lisanslı kuruluşlara teslim edilmesi, su kullanımı, geri dönüşüm, iletişim ve eğitim, sürdürülebilir gıda gibi zorunlu uygulamalara tabi tutulan doğa dostu işletmelerdir (Yeşil Nesil Restorancılık, t.y.). 

 

Bu noktada ulusal ölçekte yiyecek içecek sektöründe sürdürülebilirliğin bir örneği olarak 2014 yılında başlayan,  Yeşil Nesil Restoran Hareketi? restorancılıkta sürdürülebilirlik anlayışının yerleşmesine ve yayılmasına yönelik bir girişim olarak ortaya çıkmıştır. Yeşil Nesil Retoran Hareketi, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF Türkiye) önderliğinde Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD), Unilever Food Solutions, İstanbul Beşiktaş Belediyesi ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile başlatılmış bir projedir. Bu hareketin ortaya çıkma nedenleri şunlardır (Dilek, 2016: 280): 

 

* Yiyecek içecek sektöründe enerji verimliliğini sağlamak, 

* Her türlü atığı azaltmak ve oluşan atığı değerlendirmek, 

* Karbon  ayak  izi  azaltılırken, işletmelerin ve belediyelerin maliyetlerinin azaltılmasını sağlamak, 

* Daha düşük enerji harcamak ve işletmelerin enerji kullanımı konusunda giderlerini azaltmak, 

* Kamuoyunda itibar artışı edinmek, 

* Sektöre öncülük yapmak, 

* Çalışan sadakatinin artmasını sağlamak. 

 

Yeşil nesil restoran olma süreci Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD)’ne başvuruyla başlayan bir süreçtir (Yeşil Nesil Restorancılık, t.y). Yeşil 

Nesil Restoran Hareketi kapsamında, restoranlar enerji kullanımından atık yönetimine, su kullanımından sürdürülebilir mobilya ve yapı malzemelerine kadar 95 ayrı kriter üzerinden değerlendirilmektedir (Akay, 2015). 

 

Doğal Hayatı Koruma Vakfı yeşil restoran olmak için başvurusu alınan restoranda durum tespiti yapıp eğitim vermekte ve yeşil restorana dönüşüm için süre belirlemektedir. Denetim sonunda Boğaziçi Üniversitesi ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından diploma verilmektedir. Dönüştürülen noktalar, işletmeden habersiz denetlenmeye devam edilmektedir. Ortak iletişim kampanyasıyla tüketicinin eğitilmesinin yanı sıra üreticiden tüketiciye, rakip işletmelere kadar yeşil nesil restorancılık konusunda doğrudan ya da dolaylı olarak üretim sürecine katılan bireyler bilgi sahibi olmaktadırlar. Günümüzde Türkiye’de hizmet veren altı adet yeşil nesil restoran bulunmaktadır (Yeşil Nesil Restoran, t.y.). 

 

Yeşil nesil restoranlar, işletmelerinde kullandıkları dijital menüler, enerji tasarruflu elektronik aletler, çöp öğütme makineleri, şişe kırma makineleri, geri dönüştürülebilir aksesuarlar, organik yerel ürünler, sürahi ile su servisi, mevsim ürünleri kullanımı, su tasarruflu armatür kullanımı, atık yağların toplanması, gıda atıklarının kompostlaştırılması gibi bir çok uygulamayı gerçekleştirerek sürdürülebilirliğe her açıdan destek olmaya çalışmaktadır (Akay, 2015: ). Alanyazında nispeten yeni bir konu olmasına rağmen yeşil nesil restoranlarla ilgili farklı çalışmalara rastlamak mümkündür.  

 

Yeşil restorancılıkla ilgili olarak Teng, Wu ve Huang (2014), Tayvan’da, tüketicilerin çevreyle ilgili olan endişelerinin yeşil restoranı ziyaret etme üzerine ilişkisini ele almışlardır. 500 katılımcıyla yürütülen çalışmada değer-tutum-davranış modeli ile çevre konusundaki endişeler biraraya getirilerek, Tayvanlı tüketicilerin yeşil restoran müşterisi olma eğilimleri incelenmiştir. 

 

Kişisel değerleri ölçen değişkenler olarak hayırseverlik ve evrenselcilik, çevresel endişeleri ölçen değerler olarak büyüme sınırları ve doğa dengesi, genel tutumları ölçen değişkenler olarak sağlık ve çevre, davranışsal niyeti ölçen değişkenler olarak, restoranın müşterisi olma gönüllülüğü ve restoranı önererek bireyleri müşteri olma eğilimine yöneltme belirlenmiştir. 

 

Araştırmanın sonuçlarında, kişisel değerlerin yeşil restoranı ziyaret etme niyetini pozitif etkilediği, tutumun sadece davranışsal niyeti pozitif etkilemeyip, kişisel değerler ve davranışsal niyet arasında arabulucu rol oynadığı bulgulanmıştır.  

 

Çetinoğlu, Mesci ve Mesci (2017), yeşil nesil restorancılık kapsamında yeşil nesil restorancılık projesi kriterlerinin ne ölçüde uygulanabileceğini ve bu uygulamanın nasıl bir etki sağlayacağını belirlemek amaçlı Akçakoca’daki bir restoranda incelemelerde bulunmuşlardır. 

 

Araştırmalarının sonucunda, restoranın kriterlere uymada maddi açıdan zorluk çekeceği için yeşil restoran uygulamasının hayata geçirilmesi konusunda maddi problemler çıkacağı ve işletmeye gelen müşteri profilinin bu duruma uygun olmadığı belirlenmiştir. 

 

Kurnaz ve Özdoğan, (2017), İstanbul’da faaliyet gösteren yeşil restoranların sundukları hizmetin müşteriler tarafından nasıl algılandığını araştırmışlardır. Araştırmaya 390 tüketici katılmış ve yeşil restoranların sunduğu hizmetin kalitesini ölçmek amacıyla DINESERV modelinden uyarlanan GRSERV modelinden faydalanılmıştır. Yeşil restoranlardan hizmet satın alan katılımcılardan elde edilen verilere göre, katılımcıların büyük çoğunluğunun eğitim seviyesinin ve gelir seviyesinin yüksek olduğu bulgulanmıştır. 

 

Restoranın hizmetlerinden duyulan beklenti ve algılamalar,,  işletmenin fiziksel boyutları, güvenirliliği, yeşil restoranın müşteriye hızlı hizmet verme hevesliliği, yeşil restoran çalışanlarının bilgili ve nazik olmalarının yanı sıra müşterilerde güven oluşturma becerisi, yeşil restoran işletmesinin müşterilerin beklentisini dikkate alması, çevresel odaklı hizmetler, menüdeki yemeklerin tasarımı ve sunumu? boyutlarına ayrılmıştır.  

 

Araştırma sonucunda müşterilerin özellikle güvenirlilik (yeşil restoranın söz verilen bir hizmeti tam ve güvenilir olarak gerçekleştirme yeteneği), fiziksel özellikler (yeşil restoranların mimarisi, enerji tasarruf durumları ve bu amaçla kullanılan cihazlar) ve güven boyutlarında (yeşil restoran çalışanlarının bilgili ve nazik olmaları ve müşterilerde güven ve kendinden emin duygusunu oluşturma becerisi) yeşil restoranların sunmuş olduğu hizmet kalitesinden beklentilerinin karşılanamadığı sonucuna varılmıştır. 

 

Ma ve Ghiselli (2016), Çin’de orta büyüklükteki restoranlarda yeşil uygulamaları ölçme izleme ve yönetme kapsamında, yeşil uygulamaları benimsemenin ekonomik fizibilitesini araştırmışlardır. Çalışma kapsamında satış geliri, hizmet edilen müşteri sayısı, çalışan sayısı ve çalışan maaşı açısından benzerlik gösteren iki restoran katı atık yönetimi, yemeklik yağın yeniden kullanılması, enerji kullanımı ve su kullanımı gibi faktörler göz önüne alınarak kıyaslanmıştır. 

 

Atık yönetim hiyerarşisi ve yalın üretim çerçevesinde yapılan çalışmada,  yeşil uygulamaların benimsenmesiyle negatif çevresel etkilerin azaltıldığı, günlük enerji, katı atık ve su kullanımı azaltımlarının yıllık olarak düşünüldüğünde büyük bir tasarruf sağlayacağı bulgulanmıştır. 

 

Schmidt (2015), Amerika Birleşik Devletlerindeki restoranların sürdürülebilir yeşil bina sertifikasyonu uygulamalarını incelemiştir. Araştırmada, servis usullerine ve LEED (Leadership in Energy and Environmental Design-Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikalı olup olmamasına göre restoranlar gruplandırılmıştır. 

 

Araştırma sonucunda LEED sertifikalı restoranların, LEED sertifikası olmayan restoranlardan daha az enerji tükettiği ve daha az atık oluşturduğu, çevreye verdiği negatif etkilerin daha az olduğu ve yıllık maliyet tasarrufu sağladığı bulgulanmıştır. Doğan, Nebioğlu ve Demirağ (2015);  Alanya ve Roma’da bulunan restoranların yeşil yönetim uygulamalarını yönetimsel bakış açısıyla kıyaslamak için her iki il merkezinde bulunan restoranlardan veri toplamışlardır. 

 

Araştırma sonuçlarında, su tasarrufu, enerji tasarruf uygulamaları, katı atıkların ayrılarak toplanması, çevreye zarar veren ürünlerin kullanımının azaltılması her iki ülke yöneticileri için de önemli bulunurken, çevresel uygulamalardaki hassaslıkla ilgili bazı konularda farklılık gözlendiği saptanmıştır. 

 

Hu, Parsa ve Self (2010), Tayvan’da tüketicilerin restoranlardaki sürdürülebilirlik uygulamaları, çevresel problemler, ekolojik davranış ve yeşil restoranların müşterisi olma eğilimi arasındaki ilişkiyi incelemiş ve tüketicilerin restoranlardaki sürdürülebilirlik uygulamaları hakkındaki bilgilerinin, yeşil restoranların müşterisi olma niyetinde önemli bir belirleyici faktör olduğunu ve tüketicilerin yeşil restoranda yemek yemek için fazla ödeme yapmaya gönüllü olduğu bulgulanmıştır. 

 

Tan ve Yeap (2012), çevre yanlısı tutum ve davranışların, tüketicilerin  yeşil restoran müşterisi olmaya yönelik davranışlarını nasıl etkilediği ile ilgili olarak kavramsal ve deneysel literatürü incelemiştir. 

  

DiPietro, Cao ve Partlow (2013), tüketicilerin yeşil sertifikalı restoranlarla ilgili algı ve satın alma tutumunu ölçme amaçlı Amerika’da yaptıkları araştırmada, tüketiciler tarafından, çevre dostu olan ve çevre açısından güvenli ürünler kullanan restoranların tercih edildiği, kadın ve yüksek eğitim seviyesine sahip tüketicilerin yeşil uygulamalarla ilgili daha bilinçli olduğunu saptamışlardır. Alcorn (2014), restoran çalışanlarının, restoranlar tarafından uygulanan çevresel sürdürülebilirlik uygulamalarında önemli bir oranda etkisinin olduğu kanısından yola çıkarak, Amerika Birleşik Devletlerinde, iki restoranın araştırmaya dahil olduğu vaka çalışması yapmıştır. 

 

Çalışmaya restoranın farklı bölümlerinde çalışan 29 katılımcı dahil edilmiş, çalışanların restorandaki sürdürülebilir girişimler nedeniyle yüksek düzeyde çevresel farkındalık, memnuniyet, gurur ve restorana sadakat sergiledikleri, restoranın yeşil uygulamalarının, çalışanların kişisel hayatlarındaki çevrecilik uygulamaları için motive edici bir faktör oynadığı sonucuna ulaşılmıştır. 

 

Wang, Chen, Lee ve Tsai (2013), Tayvan’da yeşil restoran kavramı üzerine gelişmemiş fikir birliği eksikliğinden yola çıkarak, yeşil tedarik zinciri yönetimi ve yiyecek içecek yönetimini bir araya getirmiş;  sektör, akademi ve bakanlık çalışanlarından oluşan 23 kişilik bir uzman grubunun katılımını sağlamış ve yeşil restoran standartları geliştirmek için delphi tekniğinden faydalanmıştır. 

 

Yeşil restoran yönetim standartları, uzmanlar tarafından, yeşil gıda, (gıda tedariği, menü planlama ve pişirim sürecinin her aşamasının çevreye zarar vermeden sürdürülmesi) yeşil çevre ve ekipman (mutfak, restoran çevresi ve temizleme süreçlerinin çevreye zarar vermeden sürdürülmesi) ve yeşil yönetim ve sosyal sorumluluk (çalışanlara ve müşterilere yeşil yönetim politikalarıyla ilgili eğitim verilmesi ve sağlık, çevre ile ilgili toplumu önemseyen aktivitelere katılım) olmak üzere 3 ana, 9 alt kategori ve 81 gösterge olarak belirlenmiştir.  

 

Szuchnicki (2009), restoranlardaki yeşil uygulamaların, müşterinin geri dönüş niyeti üzerinde etkili olduğunu bulgulamıştır. Joshi ve Rahman (2015), tüketicilerin yeşil satın alma davranışını etkileyen faktörleri 2000 ve 2014 yılı arasında yeşil satın almayla ilgili araştırmaları incelemesi sonucunda, bireysel faktörler (duygular, alışkanlıklar, algılanan tüketici etkinliği, algılanan davranışsal kontrol, değerler ve kişisel normlar, güven, bilgi..vb.) ve durumsal faktörler (ücret, ürünün erişilebilirliği, kişisel/sosyal normlar ve referans grupları, ürünün özellikleri ve kalitesi, marka imajı, doğa ile uyumlu etiketleme ve sertifikasyon vb.) şeklinde gruplandırmıştır. 

 

Kasim ve Ismail (2012),  Malezya’da 26 restoran yöneticisi ile yaptığı araştırmada yiyecek sektöründeki çevresel yönetim çalışmalarının çevreye etkisini incelemiş, çevresel uygulamaların restoran sektöründe zayıf olduğu, restoran yöneticilerinin, çevresel konularla ilgili olarak endişe duymalarına rağmen, çevre yönetim sistemlerine yatırım yapma konusunda gönülsüz olduklarını bulgulamıştır. Aynı zamanda restoran yönetiminin çevresel yönetim sürecine geçmesi için yapılacak olan değişikliklerin önünde, çevre yasa ve düzenlemelerindeki zayıflıklar, yeşil tedarik zincirindeki istikrarsızlıklar, gelir seviyesi düşük olan tüketiciler gibi engeller bulunduğu ifade edilmiştir. 

 

Sünnetçioğlu ve Yılmaz (2015),  İzmir’de yer alan restoran sahipleri ve yöneticilerinin sürdürülebilirlik kavramına ilişkin yaklaşımlarını incelemiş ve restoranlardaki sürdürülebilirlik kapsamında gerçekleşen uygulamaları değerlendirmiştir. İşletmeleri çevresel uygulamaları gerçekleştirmede motive eden faktörlerin kişisel düşünceler, maliyet ve yasal düzenlemeler olduğu saptanmıştır. Yöneticilerin sürdürülebilirlik kavramına bakışı ise, aynı kalitede devam etmek, uzun süre piyasada kalmak, müşterilerin beklentilerini karşılamak, müşterilerin beklentisini sağlamak, gelir gider dengesini sağlamak olarak belirlenmiştir.  

 

Freeman (2011), Arizona’da sürdürülebilir restoran endüstrisi için engeller ve çözüm yollarını belirlemek amaçlı geleneksel restoran ve sürdürülebilir restoran yöneticilerinin araştırmaya katılımıyla çalışmalarını yürütmüşlerdir. Araştırmanın sonucunda, geleneksel restoranlar için engelleri çevresel amaçları gerçekleştirmek için gerekli olan maliyet, işletme içerisinde gerçekleşen üretim süreçlerinn çevreye etkileri üzerine farkındalık eksikliği ve atıkların kompostlanması için gerekli olan yer problemi oluşturuyorken; sürdürülebilir restoranlar için engelleri atıkların kompostlanması ile ilgili bilgi eksikliği, kompostlama işlemi için gerekli olan yer problemi ve yasal konuların oluşturduğu bulgulanmıştır.  

 

2. YÖNTEM 

Bu çalışmanın amacı; yeşil restoran olmak için temel motivasyonlar, yeşil restoran olmanın diğer restoranlar arasında işletmeyi nasıl farklı kıldığı, yeşil restoran olmanın avantaj ve dezavantajlarının belirlenerek gelecekte yeşil restoran olma kararı sürecindeki yöneticilere yardımcı rehber niteliğinde bilgi verilmesi yolu ile yeşil nesil restoran kavramının tanıtılmasıdır Çalışmanın gerçekleştirildiği tarihte Türkiye’de yeşil nesil restoran olarak faaliyet gösteren restoran sayısı altıdır. Çalışmaya veri olan restoranların dördü katılım sergilemiştir. Veri toplama aracı olarak nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği kullanılmıştır. 

 

Yarı yapılandırılmış (standartlaştırılmış) 4 açık uçlu sorudan oluşan görüşme formu Kirk (1998), Tzschentke vd.’nin (2004,2008) ve Akdağ vd. 2014 yılında gerçekleştirdikleri çalışmalarından faydalanarak geliştirilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda restoran yöneticilerine sorulan sorular şunlardır: 

 

1) Restoranınızın yeşil nesil restoran olma sürecini anlatır mısınız? Başvuru süreci hakkında bilgi verir misiniz? 

2) Neden yeşil nesil restoran hareketine katıldınız? Temel motivasyon faktörü sizin için nedir? 

3) Yeşil nesil restoran olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir? 

4) Yeşil nesil restoran olmak sizi diğer restoranlar arasında nasıl daha farklı kıldı? 

 

Araştırmada veri toplama, çalışmaya katılmaya gönüllü olan restoran yöneticilerinin e-posta adreslerine görüşme formunun yollanması ile gerçekleştirilmiştir. 01 Mayıs-31 Mayıs 2017 tarihleri arasında araştırma öncesi telefon edilerek ulaşılan ve çalışmaya katkı sağlamaya gönüllü olduğunu ifade eden katılımcıların adreslerine e-posta aracılığıyla görüşme formları ulaştırılmıştır. Belirli aralıklar ile yapılan üç uyarı e-postası sonucunda veri toplam süreci tamamlanmış ve verilerin analizi gerçekleştirilmiştir. 

 

3.BULGULAR 

Çalışmaya katılan restoran yöneticilerinin yeşil nesil restoran akımı ve bu perspektiften hareketle elde ettikleri değerlere yönelik cevapları kategorik olarak sınıflandırılmıştır. Restoran yöneticilerinin yeşil nesil restorancılık üzerine verdikleri cevaplar şu şekildedir: 

 

3.1. Yeşil Nesil Restoran Olma Süreci 

 

Araştırmanın ilk sorusu olan Restoranınızın yeşil nesil restoran olma sürecini anlatır mısınız? Başvuru süreci hakkında bilgi verir misiniz? Sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde işletmelerin bu süreci oldukça bilinçli olarak yürüttükleri ve yeşil nesil restoran deneyimine uzun dönemde hazırlandıkları sonucuna ulaşılmıştır. 

 

Bu soruyla ilgili olarak YN1 kodlu restoran yöneticisi; “Turizm Restoran ve Kulüp Yatırımcıları İşletmeleri Derneği aracılığıyla yeşil restoran olmak için başvuruda bulunduk. Daha sonrasında WWF-Türkiye devreye girdi o aşamadan sonra ise işlemler oldukça hızlandı. WWFTürkiye işletmemizi izledi, var olan potansiyelimizi beraberce analiz ettik, yeşil restorancılık konusunda yönetici ve personellere yönelik eğitimler verildi en nihayetinde bize tanınan süre içerisinde dönüşümümüzü başarılı bir şekilde neticelendirdik”. YN3 kodlu restoran yöneticisi ise ilgili soruya süreci özetleyerek cevap vermiş ve “başvuru süreci sonunda elde ettiğimiz diploma bizim için gurur nişanesi gibi” diyerek başvuru sonucu kabul edilmenin mutluluğunu özetlemiştir. 

 

YN2 kodlu restoran yöneticisi “biz uzun zamandır yeşil restoran olan işletmeleri gözlemliyorduk ve bu konuda hazırlıklıydık o yüzden sürecin gereklerini hızlıca yerine getirebildik” derken YN4 “Turyid içerisinde aktif olarak çalışan arkadaşlarımızın teşviki ve bilgilendirmesi ile başvuru sürecine dahil olduk. Hem Turyid hem de WWF-Türkiye yetkilileri oldukça profesyonel ve bilinçli oldukları için başvuru sürecini sıkıntısız neticelendirebildik” diyerek yaşadıkları deneyimi özetlemişlerdir. 

 

3.2. Yeşil Nesil Restoran Hareketine Katılım Nedeni ve Katılım Motivasyonu 

 

Araştırmanın ikinci sorusu,  Neden yeşil nesil restoran hareketine katıldınız? Temel motivasyon faktörü sizin için nedir?? şeklinde sorulmuştur. Soruya verilen yanıtlar incelendiğinde işletmelerin tamamının doğa ile dost olma ve tasarruf konularına öne çıkardığı bulgulanmıştır. İkinci soruya verilen cevaplar incelendiğinde YN4 kodlu restoran yöneticisi  “doğanın hızla kirlendiği ve insanlığın hızla tüketim merakı bizi uzun zamandır rahatsız etmekteydi. 

 

Biz de kendi adımıza daha farklı neler yapabiliriz düşüncesi ile hareket ederken yeşil nesil restoran akımı ile karşılaştık. Bu açıdan değerlendirdiğimizde bu hareketin içerisinde olmanın işletmemiz için doğru bir strateji olacağını düşündük” diyerek yeşil nesil restoran hareketine katılım motivasyonunu özetlemiştir. YN3 kodlu restoran yetkilisi “kurumsal olarak yerel yemek konusunda hassasız ve olabildiğince Anadolu’ya ait yerel yemekleri modernize ederek sunmaya çalışıyoruz. 

 

Bu perspektiften hareketle yeşil nesil restoran hareketinin yerel ürünlerin kullanımına ve yerel kültüre katkısı bizi çok etkiledi. Diğer yandan tasarruf odaklı bir yaklaşım olması da bizim için önemli özellikle atık yönetimi ile ilgili davranışları uygulayarak oldukça tasarruf ettik” diyerek yeşil nesil restoran yaklaşımının tasarruf odaklılığını özetlemiştir. YN1 kodlu restoran yöneticisi “Geri dönüşüm uygulamaları yeşil nesil restoran hareketine katılımda bizim için önemli bir motivasyondu. 

 

Diğer yandan yeşil nesil restoran olunsa dahi denetlemelerin devam etmesi de bizi çok etkiledi. Sürekli habersiz denetimlerin olması standartlaşma ve hizmet kalitesi açısından bizi olumlu etkilemekte” diyerek konu ile ilgili görüşlerini özetlemiştir. Son olarak YN2 kodlu restoran yetkilisi “doğaya olabildiğince az zarar verecek şekilde faaliyetlerde bulunmak bizim için önemli. Ticari bir işletme olarak hedefimiz mutlaka ki kar elde etmek ancak doğa ile barışık şekilde hareket edebiliyor olmak bizi mutlu ediyor” diyerek çevresel duyarlılıkları sebebiyle işletmenin yeşil nesil restoran hareketine katılım sergilediğini belirtmiştir. 

 

3.3. Yeşil Nesil Restoran Olmanın Avantaj ve Dezavantajları 

 

Araştırmanın üçüncü sorusu yeşil nesil restoran olmanın işletmelere sağladığı olumlu ve olumsuz özelliklerin neler olduğuna yöneliktir. Araştırma sorusu neticesinde işletmelerin genel olarak olumlu özelliklerden bahsetmelerine rağmen maddi kaynak hususunda beklediklerinden daha fazla harcama gerçekleştirdikleri bulgulanmıştır. Konu ile ilgili olarak YN2 kodlu restoran yöneticisi “Yeşil nesil restoran hareketine dahil olmak işletmemize popülarite kazandırdı. Bu anlamda gerçekten mutluyuz. 

 

İnsanların restorana ilgisi oldukça arttı ancak yeşil nesil restoran akımına dahil olmak beklediğimizden daha maliyetli oldu” diyerek avantaj ve dezavantajlar hakkında bilgilendirmelerde bulunmuştur. YN4 kodlu restoran yetkilisi “İşletme olarak bizim sürece dahil olmamız oldukça bizi mutlu etti çünkü sadece biz değil tüketicilerin de yeşil nesil restoranlar hakkında bilgilendirilmesi müşteriler ile olan bağlarımızı kuvvetlendirdi. Diğer yandan yeşil nesil restoran akımına katılım sağlarken maddiyat bizim için birincil öncelik olmamasına rağmen yine de beklediğimiz oranda bir maddiyat elde edemedik” diyerek yeşil nesil restoran akımına katılımları neticesinde maddi beklentilerin beklenenden az gerçekleştiğinden bahsetmiştir. 

 

YN1 kodlu restoran yöneticisi ise “yeşil restoran olma sürecinde hem çok fazla eğitim aldık hem de çok fazla para harcadık. İşletme personelinin bilgilendirmelerden bunaldığını gözlemledim. Diğer yandan dönüşüm sürecinde mali olarak bir miktar zorlandık. Ancak nihai olarak geldiğimiz noktada işletmemizin bugün çok daha kaliteli hizmet veren bir yer olarak algılanmakta ve gerçekten bilinçli tüketicilerin uğrak noktasıyız.” diyerek karşılaştığı avantaj ve dezavantajları belirtmiştir. YN3 

 

“biz yeşil nesil restorancılıkla ilgili herhangi olumsuz bir durumla karşılaşmadık. Aksine sırf yeşil restoran olduğumuz için buraya gelen yeni müşterilerimiz oluyor ve yeşil restoranlar hakkında bilgi almak için bize onlarca sorular soruluyor” diyerek işletmenin yeşil nesil restoran olması neticesinde elde ettiği olumlu dönütler ile ilgili bilgilendirmelerde bulunmuştur.  

 

3.4. Yeşil Nesil Restoran Olmanın Farkı 

 

Çalışma için hazırlanmış dördüncü ve son soru işletmelere; yeşil nesil restoran olmak sizi diğer restoranlar arasında nasıl daha farklı kıldı? Olarak sorulmuştur. Araştırma sorusuna verilen cevaplar incelendiğinde özellikle çevreye duyarlı tüketicilerin işletmeleri tercih ettikleri ve işletmelerin yeşil restoran olmaktan yana olumlu beyanları olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Konu ile ilgili olarak YN3 kodlu restoran yöneticisi “yeşil nesil restoran hareketine katıldığımız günden bu yana özellikle çevreye duyarlı tüketiciler tarafından tercih edilirliğimiz arttı. Tüketiciler restorandaki tüm yeşil süreçleri merak edip restoranı gezmek istiyorlar” diyerek işletmeye yönelik talep konusunu ifade etmiştir. 

 

YN4 kodlu restoran yöneticisi “yeşil nesil restoran hareketine katılmak bize rakiplerimiz arasında farkındalık sağladı. Özellikle benzer restoranlar ile kıyaslandığında tüketiciler açısından akılda kalınırlığımız ve bilinirliğimiz çok yükseldi ve bu durumu yeşil nesil restoran olmaya borçluyuz” diyerek restoranın içerisinde bulunduğu durumu özetlemiştir. YN2 “doğa dostu müşteri nasıl olunur ibaremiz sayesinde pek çok soru ile karşı karşıya kalıyoruz. 

 

Müşteriler restoranda daha fazla kalıyorlar ve müşteri başına daha fazla harcama gerçekleşiyor” diyerek yeşil restoran olmanın farkını beyan ederken finansal kazancı da özetlemiştir. Son olarak YN1 kodlu restoran yöneticisi “restoranda sergilediğimiz uygulamaları kendi evlerimizde dahi, uygulamaya çalışıyoruz. Yeşil restoran olmak sadece restoran niteliğini değil çalışan personelin niteliğini dahi değiştirdi. 

 

Bu açıdan değerlendirdiğimizde benzer işletmelere kıyasla çok daha bilinçli personel istihdam ettiğimizi düşünüyorum. Ayrıca yeşil restoran olarak reklamla dahi ulaşamayacağımız yerlere ulaşabildik. Bu sebepten rakiplerimize kıyasla çok daha kaliteli ve özellikli bir işletme olarak algılanıyoruz? diyerek yeşil nesil restoran olmanın farklı özelliklerini beyan etmiştir. 

 

4. SONUÇ VE ÖNERİLER 

 

Yiyecek içecek işletmelerinin önemli bir miktarda tükettiği doğal kaynak ve üretilen atık sonucu doğal çevrenin sürdürülebilirliğini ciddi bir ölçüde etkilediği düşünülmektedir.  Yiyecek içecek sektöründeki işletme ömürlerinin ve sektördeki yaşanan gelişmelerin ancak doğal kaynakların sürdürülebilirliği ile uzun vadeli olabileceği göz önüne alındığında bu çalışmanın amacı; yeşil restoran olmak için temel motivasyonlar, yeşil restoran olmanın diğer restoranlar arasında işletmeyi nasıl farklı kıldığı, yeşil restoran olmanın avantaj ve dezavantajlarının belirlenerek gelecekte yeşil restoran olma kararı sürecindeki yöneticilere yardımcı rehber niteliğinde bilgi verilmesi yolu ile yeşil nesil restoran kavramının tanıtılmasıdır. 

 

Bu kapsamda yeşil restoran yöneticileri ile yapılan görüşmelerde, yeşil restoran olma süreci, yeşil restoran olmak için temel motivasyon faktörü, yeşil restoran olmanın diğer restoranlar arasında işletmeyi nasıl farklı kıldığı, yeşil restoran olmanın avantaj ve dezavantajları belirlenmiştir.  

 

Araştırmanın sonuçlarına göre, restoranların, yeşil restoran olma sürecine WWFTürkiye ve TURYİD (Türkiye Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği) aracılığı ile dahil olduklarını, süreçte var olan potansiyelin analiz edildikten sonra yeşil restorancılık konusunda verilen eğitimlerle yeşil restoran dönüşümlerini tamamladıkları görülmüştür. Bu açıdan bakıldığında yeşil nesil restoran hareketine katılacak olan restoran yöneticilerinin bu konuda bilgili ve bilinçli olması önemlidir.  

 

Yeşil nesil restoran hareketine katılım nedeni ve temel motivasyonlarını araştırmaya katılan restoran yöneticileri farklı açılardan ele alarak belirtmişlerdir. YN3 kodlu restoran yöneticisi yerel temalı restoran olduklarına dikkat çekerek, yeşil nesil restoran hareketinin yerel ürünlerin kullanımına ve yerel kültüre katkısının olduğunu ve tasarruf odaklı olmasını vurgulayarak, uygulamaya katılım nedenini belirtmiştir. 

 

Yeşil nesil restoranların su enerji kullanımı gibi konularda tasarruf odaklı olması neticesinde, restoranların kayda değer oranlarda maddi tasarruf sağlayacağı söylenebilir. Restoranların yıllık tasarrufları düşünüldüğünde işletmeler için yeşil restoran olmanın büyük oranda avantaj sağlayacağı ve yeşil restoran olma sürecinde temel motivasyon unsuru olacağı Ma ve Ghiselli (2016: 74) ve Schmidt (2015: 6)’in çalışmalarında da belirtilmiştir. YN1 kodlu restoran yöneticisi restoranlarında habersiz denetimlerin arttığını bu nedenle standartlaşma ve hizmet kalitesi açısından olumlu etkilendiklerini ayrıca geri dönüşüm uygulamaları nedeniyle de yeşil nesil restoran uygulamasına dahil olduklarını belirtmişlerdir. 

 

Kurnaz ve Özdoğan (2017: 80), İstanbul’da faaliyet gösteren yeşil restoranların sundukları hizmet kalitesini ölçmüşler ve yeşil nesil restoranların güvenirlilik (yeşil restoranın söz verilen bir hizmeti tam ve güvenilir olarak gerçekleştirme yeteneği), fiziksel özellikler (yeşil restoranların mimarisi, enerji tasarruf durumları ve bu amaçla kullanılan cihazlar) ve güven boyutlarında (yeşil restoran çalışanlarının bilgili ve nazik olmaları ve müşterilerde güven ve kendinden emin duygusunu oluşturma becerisi) sunmuş olduğu hizmet kalitesinden kaynaklı müşteri beklentilerinin karşılanamadığı sonucuna varılmıştır. 

 

Yiyecek içecek işletmelerinin, müşterilerin hizmet kalitesi beklentilerini göz önüne almaları ve işletmelerinin hizmet kalitesini müşteri gözünden değerlendirmeleri, işletmelerin sürdürülebilirlik ve müşterilerinin geri dönme niyetleri açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. Yeşil nesil restoran hareketine katılım nedenlerini YN4 kodlu restoran yöneticisi doğanın hızla kirlendiği endişesini dile getirerek belirtmiştir. YN2 kodlu restoran yöneticisi ise, yeşil nesil restoran hareketindeki temel motivasyonlarını, uygulamanın çevre odaklı olmasından kaynaklandığını belirtmiştir.   Bu konuda Sünnetçioğlu ve Yılmaz (2015: 105), İzmir’de yer alan restoran sahipleri ve yöneticilerinin çevresel ve sürdürülebilirlik uygulamalarını gerçekleştirmek için motive eden faktörleri yöneticilerin çevre ile ilgili endişe ve bireysel düşünceleri olduğuna değinmiştir.  

 

Yeşil restoran olmanın avantajlarına ilişkin araştırmaya katılan restoran yöneticileri farklı cevaplar vermişlerdir. YN2 kodlu restoran yöneticisi işletmenin popülarite kazandığını, YN4 kodlu yönetici tüketicilerin yeşil restoran hakkında bilgilendirilmelerinin müşteriler ile olan bağı kuvvetlendirdiğini, YN1 kodlu yönetici, kaliteli hizmet sunduklarından ötürü bilinçli tüketicilerin uğrak noktası haline geldiklerini, YN4 kodlu yönetici ise sırf yeşil restoran oldukları için gelen müşteriler olduğunu ve müşterilerin genellikle çevre konusunda bilinçli kişiler olduğunu ifade etmiştir. 

 

Yöneticilerin verdiği cevaplar göz önüne alındığında müşterilerin genellikle, sırf yeşil temalı olduğu için yeşil restoranlara geldiği ve böylelikle müşteriler arasında işletmelerin popülarite kazandığı söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında, yeşil nesil restoranların varlığı ve sektördeki hayatlarını sürdürebilmeleri için bilinçli ve eğitimli tüketicilerin varlığının önemli olduğu Çetinoğlu, Mesci ve Mesci (2017: 119), Kasim ve Ismail (20112: 558), Hu, Parsa ve Self (2010: 353), Kurnaz ve Özdoğan (2017: 85), DiPietro, Cao ve Partlow (2013: 786) çalışmalarında belirtmişlerdir. 

 

Ma ve Ghiselli (2010: 350), tüketicilerin yeşil restoranlar hakkındaki bilgilerinin yeşil restoran müşterisi olma niyetini pozitif bir yönde etkilediğine araştırmasında değinmiştir. Szuchnicki (2009: 49), restorandaki yeşil uygulamaların tüketicilerin restorana geri dönüş niyetini etkilediğini saptamıştır. Yeşil nesil restorancılık uygulamasına katılacak olan yiyecek içecek işletmelerinin önemli oranda devamlı müşteri kazanacakları düşünülmektedir.

 

Yeşil nesil restoranların müşteriler tarafından bilinirliğinin artması, müşteriler arasında yeşil restoranlara popülarite kazandırdığı, böylelikle müşterilerin yeşil restoranlarda daha fazla vakit harcadığı dolayısıyla daha fazla harcama yaptığı söylenebilir. Bu sebeplerden ötürü yeşil restoran çalışanlarının daha fazla çevresel farkındalık, işletmeye ve işe karşı memnuniyet, sadakat ve gurur beslediğine Alcorn (2014: 42) tarafından değinilmiştir.  

 

Yeşil restoran olmanın dezavantajlarına bakıldığında araştırmaya katılan restoran yöneticilerinin ortak düşüncesi, yeşil nesil restoran kurulumunun maliyetli olmasıdır. YN1, YN2 ve YN4 kodlu restoran yöneticisi, yeşil nesil restoran olmanın dezavantajlarını, uygulamanın hayata geçirilmesi safhasında maliyetli olduğu açısından değerlendirirken, YN1 kodlu yönetici uygulama ile ilgili personele verilen eğitimin zaman zaman personeli sıktığına değinmiştir. 

 

YN3 kodlu yönetici ise yeşil nesil restorancılıkla ilgili herhangi olumsuz bir durumla karşılaşmadığına değinmiştir. Yeşil restoranların kurulumuna engel teşkil eden durumlardan biri olarak görülen, uygulamanın maliyetli oluşu, Çetinoğlu, Mesci ve Mesci (2017: 119), Kasim ve Ismail (2012: 558), Sünnetçioğlu ve Yılmaz (2015: 110), Freeman (2011: 36) tarafından belirtilmiştir. Kurulum safhasına kadar işletmelerin belirli bir oranda maddi güce ihtiyaç duymaları kaçınılmazdır. Restoranın kurulduktan sonra, tüketiciler tarafından dikkat çekerek bilinir, popüler mekan haline gelmesi, enerji ve su kullanımındaki tasarruflarla elde edecekleri yıllık maddi tasarruflar ve çevre odaklı üretim süreci düşünüldüğünde, başlangıç aşamasındaki harcanan sermayenin işletmenin geleceği açısından önem teşkil ettiği düşünülerek, yöneticilerin yeşil uygulamalar için harekete geçmesinin önemli olduğu söylenebilir.

  

Yeşil restoran olmanın diğer restoranlardan farkı, araştırmaya katılan restoran yöneticileri tarafından farklı açılardan ele alınarak belirtilmiştir. YN3, YN4 ve YN2 kodlu yöneticiler, çevreye duyarlı tüketiciler tarafından bilinirliklerinin, tercih edilebilirliklerinin arttığını, müşterilerin yeşil restoranlara karşı ilgilerinin olduğunu böylelikle daha fazla restoranda kaldıklarını ve daha fazla harcama yaptıklarını vurgularken, YN4 kodlu yönetici, soruya farklı bir açıdan yaklaşmıştır. YN1 kodlu yönetici, çalışanların yeşil nesil restoran uygulamasındaki eğitimlerle niteliklerinin arttığını ve özel hayatlarında da bu uygulamayı gerçekleştirmeye çalıştıklarına değinmiştir. 

 

Alcorn (2014: 42), çalışanların yeşil restorandaki uygulamaları kendi hayatlarında da sergiledikleri, böylelikle kendi hayatlarında daha mutlu olduklarına değinmiştir. Yeşil restoran çalışanlarının yeşil uygulamalarla ve çevreyle ilgili eğitimler alması, çalışanlara yeşil yönetim politikaları ve yönetimleriyle ilgili açıklamalar yapılması yeşil standartlar ve hizmet kalitesi için önem teşkil ettiği farklı çalışmalarda belirtilmiştir (Wang, Chen, Lee & Tsai, 2013: 269; Kurnaz & Özdoğan, 2017: 91). Bu açıdan bakıldığında; işletmelerin çalışanlarına yeşil uygulama eğitimlerindeki başarıları ve yeşil uygulamalardaki girişimcilikleri ile ilgili ödüllendirilmeleri ve teşvik vermelerinin önemli olduğu görülmektedir (Doğan, Nebioğlu & Demirağ, 2015: 8).  

 

Ciddi çevresel kirliliklerden ötürü çevre üzerine artan endişe ve bilinç hali, işletmelerin çevre odaklı üretim yapmasına neden olmuştur.  Bu noktada müşterilerin dikkati, çevre dostu işletmelerin müşterisi olmaya yönelik bir eğilim kazandığı gözlenmektedir. Kurulacak olan yeşil nesil restoranların bu aşamada dikkat etmesi gereken belli başlı şeyler dikkat çekmektedir. İncelenen literatürden yola çıkılarak işletmelerin hizmet kalitesi, çevre odaklı üretim yapmada istikrarlılık ve yeşil uygulama ile müşterilerin dikkatini çekme noktasında restoran çalışanlarının bilinçli ve nitelikli olması önem arz etmektedir. 

 

Çalışanların, belirli günlerde kısa süreli olarak eğitime tabi tutulması, eğitimlerin sıkılmadan ve dikkatli dinleneceği hususunda yardımcı olacağı düşünülmektedir.  Yeşil restoran kurma kararı alan yöneticilerin, maddiyat açısından risk alarak hem çevreye dost bir işletme, hem de müşteri tarafından bilinirlilik kazanmış geleceğe yönelik iyi bir yatırım yapacağı ve sektörde uzun bir ömre sahip olacağı düşünülmektedir. Gelecekte yapılacak olan araştırmalara; yeşil nesil müşteri profilinin incelenmesi ile tüketicileri, yeşil nesil restoran müşterisi olmaya iten nedenlerin araştırılması önerilmektedir.  

 

KAYNAKÇA 

Akay, F. (2015). Yeşil Nesil Restoran Hareketi Başladı. 

http://ekoiq.com/yesil-nesilrestoran-hareketi-basladi/ adresinden 05.05.2017 tarihinde erişildi.  

Akdağ, G., Özata, E., Sormaz, Ü., & Çetinsöz, B.  C.  (2016).  Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi İçin Yeni Bir Alternatif:  Surf&Turf, Journal  of Tourism and Gastronomy Studies, 4(1), 271-280. 

Akdağ, G., Güler. O., Demirtaş, O., Dalgıç, A. & Yeşilyurt, C. (2014). Turizm ve Çevre İlişkisi: Türkiye’deki Yeşil Otellerin Gözünden Yeşil Otelcilik Uygulamalarının Getirileri. Türkiye 

 

Coğrafyacılar 

Derneği Uluslararası Kongresi, 4-6 Haziran 2014 (s. 258-267), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Muğla. 

Akıncı Ekiztepe, B. (2016). Sürdürülebilir Kalkınma ve Gelişim Süreci, (Editör:   H. Çeken) içinde, Sürdürülebilir Turizm (ss. 27-52). Ankara: Detay Yayıncılık. 

Alcorn, M. (2014). The Green Restaurant in Practice: Employee Attitude and Behavior Towards Environmental Sustainability. (Master Thesis), Faculty of the Graduate College of the Oklahama State University, Stillwater.  

Altanlar, A., & Akıncı Kesim, G. (2011). Sürdürülebilir Turizm Planlaması için Yöre Halkı ve Yerli Davranış Ve Beklentilerini Anlamaya Yönelik Bir Araştırma; Akçakoca Örneği, Ankara Üniversitesi Çevrebillimleri Dergisi, 3(2), 1-20. 

Beyhan, Ş., G. & Ünügür, S., M. (2005). Çağdaş Gereksinmeler Bağlamında Sürdürülebilir Turizm ve Kimlik Modeli, İTÜ Dergisi/ Mimarlık, Planlama, Tasarım, 4(2), 79-87. 

Cronin, L. (1990). A Strategy for Toursim and Sustainable Developments. World Leisure & Recreation, 32(3), 12-18. Çetinoğlu, D., Mesci, Z., & Mesci, M. (2017). 

Yeşil Restoranların Uygulanabilirliğine Yönelik Bir İnceleme: Akçakoca Örneği, Journal of Recreation and Tourism Research, 4(1), 112-120. 

Dilek, S., E. (2016). Sürdürülebilir Turizm Uygulamaları, (Editör: N. Koçak) içinde, Sürdürülebilir Turizm Yönetimi (ss. 219-303). Ankara: Detay Yayıncılık. 

DiPietro, R., B., Cao, Y. & Partlow, C. (2013). Green Practices in Upscale Foodservice Operations-Customer Perceptions and Purchase İntentions, International 

Journal of Comtemporary  Hospitality Management, 25(5), 779-796. 

Doğan, N., Nebioğlu, O. & Demirağ, M. (2015). A Comparative Study for Green Management Practices in Roma and Alanya Restaurants From Managerial Perspectives, Journal of Tourısm and Gastronomy Studies, 3(2), 3-11. 

Durlu Özkaya, F., Sünnetçioğlu, S. & Can, A. (2013). Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi Hareketliliğinde Coğrafi İşaretlemenin Rolü, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 1(1), 13-20. 

Freeman, E., M. (2011). Restaurant Industry Sustainability: Barriers and Solutions to Sustainable Practice İndicators (Master Thesis), Arizona State University. 

Garrod, B., & Fyall, A. (1998). Beyond the Rhetoric of Sustainable, Tourism Management, 19(3), 199-212. 

Gheorghe, G., Tudorache, P., & Nistoreanu, P. (2014). Gastronomic Tourism, A New Trend for Contemporary Tourism, 

Cactus Tourism Journal, 9(1), 12-21. 

Gıran Taşçıoğlu, S. (2016). Sürdürülebilir Turizm İçin Stratejilerin Geliştirilmesi: 

Kuzey Antalya Kültür ve Turizm Koruma Ve Gelişim Bölgesi Örneği (Yüksek Lisans Tezi), Ankara 

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.  

Gilg, A., Barr, S. & Ford, N. (2005). Green Consumption or Sustainable Consumer,  Futures, 37(2005), 481-504.  

Green Restaurant Association (n.d.). Green Restaurant Certification Standards, http://www.dinegreen.com/certificati on-standards, adresinden 05.05.2017 tarihinde erişildi. 

Green Table Australia, (2017). http://rca.asn.au/rca/what-wedo/productsprograms/environmentalsustainability-green-table/ adresinden 20.08.2017 tarihinde erişildi.  

The Green Table Network, (n.d.). http://greentable.net/home/about/. adresinden 20.08.2017 tarihinde erişildi. 

Gündüz, F. (2004). Çevre ve Turizmin Sürdürülebilirliği, Planlama,(1), 58-66. 

Hu, H., H., Parsa, G., G. & Self, J. (2010). The Dynamics of Green Restaurant Patronage, Cornell Hospitality Quarterly, 51(3), 344-362. 

Işıldar, P. (2016). Sürdürülebilirlik ve Gastronomi, (Editör: H. Kurgun, ve D. Bağıran Özşeker ) içinde, Gastronomi ve Turizm (ss. 47-63). Ankara: Detay Yayıncılık. 

Jiménez Beltr{n, F. J., López-Guzm{n, T. & Santa Cruz, F. G. (2016). Analysis of the Relationship Between Tourism and Food Culture, Sustainability, (8), 1-11.  

Joshi, Y. & Rahman, Z. (2015). Factors Affecting Green Purchase Behavior and Future Research Directions. International Strategic Management Review, 3(2015), 128-143. 

Kahraman, N., & Türkay, O. (2014). Turizm ve Çevre, (Altıncı Baskı),  Ankara: Detay Yayıncılık. 

Kara, E. (2016). Sürdürülebilir Turizm Potansiyelinin Belirlenmesinde Swot Analizi Uygulaması: Marmaris Örneği, Uluslararası Toplum 

Araştırmaları Dergisi, 6(11), 584-598. 

Kasim, A. & Ismail, A. (2012). Environmentally Friendly Practices Among Restaurants: Drivers and Barriers to Change, Journal of Sustainable Tourısm, 20(4), 551-570.  

Kirk, D. (1998). Attitudes to Environmental Management Held by A Group of Hotel Managers in Edinburgh. International Journal of Hospitality Management, 17(1), 33-47. 

Kivela, J. & Crotts, J. C. (2005). Gastronomy Tourısm: A Meaningful Travel Management Segment, Journal of Culinary Science & Technology, 4(2-3), 39-55.  

Kuosmanen, T. & Kuosmanen, N. (2009). How Not to Measure Sustainable Value (And How One Might), Ecological Economics, 69(2009), 235-243. 

Kurnaz, A. & Özdoğan, O., N. (2017). İstanbul'da Yer Alan Yeşil Restoran İşletmeleri Hizmet Kalitesinin GRESERV Modeli İle Değerlendirilmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi,18(1), 75-99. 

Kuşat, N. (2012). Sürdürülebilir İşletmeler İçin Kurumsal Sürdürülebilirlik ve İçsel Unsurları, Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14(2), 227-242. 

Lorenzini, B., (1994). The Green Restaurant. Part II. Systems And Service, Restaurant &Institutions, 104 (11), 119–136. 

Ma, J. & Ghiselli, R. (2016). Measuring, Monitoring and Managing The Green Practices in Mid-Sized Restaurants in China, Journal of Foodservice Business Research, 19(1), 64-76. 

 Murhphy, F., McDonnell, K. & Fagan,  C., C.(2014). Sustainability and Environmental Issues in Food Processing, (Editor: S. Clark, S. Jung & B. Lamsal) in, Food Processing: Principles and Applications (Second Edition),(pp: 207232),   John Wiley &Sons, UK. 

Namkung, Y. & Jang, S. (2013). Efects of Restaurant Green Practices on Brand Equity Formation: Do Green Practices Really Matter?, International Journal of Hospitality Management, 33(2013), 85-95.  

Özbey, F., R. (2002) Küreselleşme Sürecinde Sürdürülebilir Turizm Kalkınması, Sustainable Tourism Development ın Globalization Progres Globalization and Sustainable Development, International Scientific Conference, Book:4, 1-3 Temmuz 2002 (pp.135-150), Varna  

Özgen, I. (2014). Sürdürülebilir Turizm ve Yiyecek İçecek İşletmeleri, (Editör: M. Kozak) içinde, Sürdürülebilir Turizm Kavramlar – Uygulamalar (ss. 191-206). Ankara: Detay Yayıncılık. 

Özmehmet, E. (2005). Sürdürülebilir Mimarlık Bağlamında Akdeniz İklim Tipi İçin Bir Bina Modeli Önerisi, (Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir, 

http://docplayer.biz.tr/4861389Surdurulebilir-mimarlik-baglamindaakdeniz-iklim-tipi-icin-bir-bina-modeli-onerisi.html adresinden 

06.05.2017 tarihinde erişildi.  

Pullman, M., E., Maloni, M., J. & Carter, C., R. (2009). Food For Thought: Social Versus Environmental Sustainability Practices and Performance Outcomes, Journal of Supply Chain Management, 45(4), 38-54. 

Schmidt, S. (2015). Greening Restaurant Design: A Study of the İmplementation of LEED Certificetion in Restaurant Design, (Master Thesis), The Graduate College at the University of Nebraska, Nebraska.  

Sustainable Restaurant Association (2015). Our Sustainability Framework, http://www.thesra.org/framework/ adresinden 05.05.2017 tarihinde erişildi. 

Sünnetçioğlu, S. & Yılmaz, B., S., (2015). İzmir'deki Restoran Yöneticilerinin Sürdürülebilir Restoran İşletmeciliği Kavramına Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi, Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 5(1), 94-114. 

Szuchnike, A., L. (2009). Examining the İnfluence of Restaurant Green Practices on Customer Return İntention, (Mater Thesis), Graduate College University of Nevada, Las Vegas. 

Şahin, Ü. (2004). Truva Atı Olarak Sürdürülebilir Kalkınma, Üç Ekoloji, 2(2004), 116. 

Tan, B., C, & Yeap, P., F. (2012). What Drives Green Restaurant Patronage İntention? International Journal of Business and Management, 7(2), 215-223. 

Teng, Y.-M., Wu, K.-S. & Huang, D.-M. (2014). The İnfluence of Green Restaurant Decision Formation Using the VAB Model: The Effect of Environmental Concerns upon Intent to Visit, Sustainability, (6), 8736-8755. 

Tzschentke, N., Kirk, D., & Lynch, P. A. (2004). Reasons for Going Green in Service Accommodation Establishments. International Journal of Contemporary Hospitality Management, (16), 116-124.  

Tzschentke, N. A., Kirk, D., & Lynch, P. A. (2008). Going Green: Decisional Factors in Small Hospitality Operations. International Journal of Hospitality Management, 27(1), 126-133. 

United Nations (1987). Report of the World Commission on Environment and Development:“OurCommonFuture”,http s://sustainability.water.ca.gov/docum ents/18/3407876/Brundtland_Searchab le.pdf adresinden 05.05.2017 tarihinde erişildi.  

UNWTO (2005). Sustainable Development of Tourism, 

http://sdt.unwto.org/content/aboutus-5 adresinden 01.05.2017 tarihinde erişildi.   

Vinerean, A. (2013). Premises of Gastronomic Tourism, Revista Economica, 65(4), 21-32. 

Wang, Y- F., Chen, S-P, Lee, Y-C. Tsai, C-T. (2013). Developing Green Management Standards for Restaurants: An Application of Green 

Supply Chain Management, International Journal of Hospitality Management, 34(2013), 263-273.  

Yeşil Nesil Restorancılık, (t.y), Broşür. 

Yeşil Nesil Restoran (t.y.). Yeşil restoran olabilme süreci, http://yesilnesilrestoran.org/yesilnesil-restoranlar.php, adresinden 05.05.2017 tarihinde erişilmiştir.  

Yurtseven, H. R. (2011). Sustainable Gastronomic Tourism in Gokceada (Imbros): Local and Authentic 

Perspectives, International Journal of Humanities and Social Science, 1(18), 1726. 

Yurtseven, H. R., & Karakaş, N. (2013, Mart). Creating A Sustainable 

Gastrononomic Destination: The Case Ofcittaslow Gokceada-Turkey, American International Journal of Contemporary Reseaarch, 3(3), 91-100.

 

Has aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR olarak kaynak gördüğüm:

Sn. Arş. Gör. Neslihan Şimşek ve Yrd. Doç. Dr. Gürkan Akdağ' a ilgili "Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi Kapsamında Yeşil Nesil Restoranları İncelenmesi" isimli akademik çalışmaları için yürekten teşekkür eder mesleki yaşamlarında başarılar dilerim. Profesyonel mutfaklarda, ilgili araştırmalarda ve gastronomi dünyasında ihtiyacı olanlar tarafından mutlaka örnek olarak dikkate alınacaktır.

 

Yiyecek-İçecek İşletmelerinde Bulanık Vikor Yöntemi ile Tedarikçi Seçimi (Türkiye Örneği)

 Yiyecek-İçecek İşletmelerinde Bulanık Vikor Yöntemi ile Tedarikçi Seçimi (Türkiye Örneği)

Mehmet SARIOĞLAN *

 

ÖZET:

 

Bulanık vikor yönteminin tedarikçi seçim tekniği olarak uygulanabilirliğinin uzun süredir yiyecek içecek işletmelerinde yer aldığı araştırılmaktadır. Çalışmanın temel amacı, küme teorisi çerçevesinde hem nitel hem de nicel verilerin uygulanabilirliğini belirlemektir. Bunun için yiyecek içecek işletmelerinde nicel yöntemin bir parçası olan anket ve nitel yöntemin bir parçası olan yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Niteliksel boyut düzeyi yüksek olan yiyecek içecek işletmelerinde üst düzey yöneticilerle çalışma yapılmıştır. 

 

Araştırma Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İzmir gibi büyük şehirlerdeki 746 yeme-içme işletmesi üzerinde gerçekleştirilmiştir. İstanbul, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Mardin, Muğla, Nevşehir, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van. Bunun bir sonucu olarak; Bulanık vycor yönteminin yiyecek içecek işletmelerinde kullanımı oldukça etkilidir. 

 

Uygulanan karma yöntem sayesinde; yiyecek ve içecek işletmelerinde tedarikçi seçim yöntemi olarak bulanık vikor yöntemi, doğru kullanılması halinde yakın gelecekte avantajlarını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca; bulanık yöntemin doğru kullanılması durumunda yiyecek içecek işletmelerinin verimlilik düzeyinin yükseltilebileceği tespit edilmiştir.

 

Anahtar Kelimeler : Yiyecek ve İçecek İşletmeleri, Tedarikçi Seçimi, Vikor Metodu.

 

Endüstriyel işletmelerde uzun bir şekilde kullanılmak üzere vikor yönteminin ekonomik-içecek işletmelerinde yeni bir seçim imalat olarak uygulanabilirliği araştırılmıştır. Araştırmanın temel amacı olarak eğitimle birlikte, aynı zamanda da sayısal veri kullananları bileşkesi ayarlama yöntemi şekil uygulanabilirliğinin belirlenmesine yöneliktir. Buin, gerçekleştirilebilecek-İçecek işletmelerde güzel bir toplama tekniğinden birisi olan anket ve veri toplama işlemi olan tam olarak uygulanmış yönlendirme. Araştırma, çeşitli büyüklüklerde ama niteliksel olarak büyük ölçekli işletmelerde gerçekleştirilebilir. 

 

Araştırma, Türkiye'nin yüksek büyüme-içecek işletmelerinin yoğun olarak bulunduğu Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İzmir, İstanbul, Kahramanmaraş, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Mardin, Muğla, Şehir, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van gibi büyük yük 746 adet-içecek işletmesi ile gerçekleştirilmiştir. 

 

Araştırmalar, uygulanabilecek uygulamalarda kullanılabilir. Uygulanan karma uygulamalı desenlerden, Türkiye'de uygulanabilecek uygulamalardan oluşan bir uygulama planlamasıyla uygulanabilecek bir modelle seçimin uygulanabilecek uygulamalarda uygulanabilecek ve uygulanabilecek uygulamalardan faydalanabilir. Ayrıca, doğru tahmin tahmininde bulunulabilir.

 

Anahtar Kelimeler: Yiyecek-İçecek İşletmeleri, Ön Seçimi, Vikor Yöntemi.

 

GİRİŞ

 

Günümüzde küreselleşme olgusunun sınırlarının ortadan kalkması ile birlikte rekabet koşulları işletmelerin devamlılığını zorunlu kılmıştır. Küreselleşme ile birlikte artan rekabet etkinliği ile birlikte işletmeler üretim sürecinde farklı yöntemler araştırmaya başlamıştır. En önde gelen yöntemlerden biri tedarikçi seçim yöntemleridir. Böylece doğru bir tedarikçi seçim yöntemi, işletmelerin rekabet gücünü artırmakla birlikte müşteri memnuniyetini artırmaya, maliyetleri düşürmeye yardımcı olabilir (Boer, 2017; Zhang ve diğerleri, 2016; Frost ve diğerleri, 2016; Avcıkurt, et al. al., 2010).

 

İşletmeler için en önemli kararlardan biri tedarikçi seçimidir. Çok ölçekli karar verme problemi olan tedarikçi seçim süreci, özellikle kritik bir karar verme süreci ile günümüzde önemini devam ettiren bir özelliğe sahiptir. Özellikle son zamanlarda işletmeler , teknolojinin ve küreselleşmenin hızlı gelişimine bağlı olarak müşteri isteklerine hızlı cevap verebilmek için kendi başarılarının yanı sıra tedarikçinin başarıları da vazgeçilmez bir olgu haline gelmiştir . Dolayısıyla kaliteli ve düşük maliyetli ürünler üretmek ancak ve ancak doğru bir tedarikçi seçimi ile mümkün olabilir. 

 

Aynı şekilde tedarikçi seçimi

 

karmaşık ürün üreten yiyecek içecek işletmelerinde süreç oldukça önemlidir. Tedarikçi seçimi, yiyecek içecek işletmelerinde müşteri memnuniyetini, maliyetlerini ve rekabet üstünlüğünü yüksek oranda etkilediği gibi, tüketicilerin hayati fonksiyonlarının devamlılığında da bir işlev görmektedir. Bu bağlamda yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi, diğer işletmelere göre daha karmaşık ve kırılgan bir konu olarak genişletilmiştir (Jiang, vd., 2017; Com ve Phil, 2016; Kaplan vd., 2016; Van vd., 2016). al., 2016).

 

Yiyecek Ve İçecek İşletmelerinde Tedarikçi Seçim Süreci 

 

Tedarikçiler tedarik zincirinin en önemli gerçeğidir, işletmenin strateji ve hedeflerine uygun doğru tedarikçiyi seçmek oldukça önemli bir karar problemidir. Tedarikçi iyi yönetilen tasarlanmış tedarik zincirinin bir parçası haline gelirse tüm tedarik zincirinin rekabet gücü arttırılabilir. Niteliksel ve niceliksel birçok olguyu içeren tedarikçi seçimi, işletmedeki birçok farklı eylemi ele alan hiyerarşik yapı ile birlikte çok amaçlı bir karar problemidir. Tedarikçi seçiminin temel amacı, işletmenin ihtiyaçlarına uygun fiyat düzeyinde sürekli ve sorunsuz bir şekilde hitap eden yüksek kaliteli olası tedarik firmalarının belirlenmesidir. 

 

Seçim süreci, ortak küme kullanılarak tedarikçilerin karşılaştırılmasıdır. Yine de; muhtemel tedarikçilerin değerlendirilmesi işletme ihtiyacına göre birbirinden farklılık göstermektedir. Tedarikçi seçimi, kuruluşlar için en önemli kararlardan biridir. Özellikle; Son yıllarda arz seçiminin önemini destekleyen çeşitli çalışmalar ortaya çıkmıştır. (Bellido ve Heras, 2017; Şen, 2007: 38; Özel ve Özyörük, 2007; Bevilacqua ve diğerleri, 2006; Boer ve Wegen, 2003: 109).

 

Gelişen tedarik zinciri anlayışına bağlı olarak günümüzde alıcı-tedarikçi ilişkileri, kısa dönemli ilişkiler yerine, ortak girişimler olarak uzun dönemli ilişkilere dayandırılmıştır. Bu nedenle işletme yöneticileri için uzun dönemli bağlantılar kurmaya dayalı tedarikçi seçim kararı kritik bir karar süreci olarak ele alınmalıdır. (Türer vd., 2008: 38). Nitekim işletmeler için kaliteli ve düşük maliyetli ürünler üretmek; ancak doğru bir tedarikçi seçimi ile mümkünse. ( Glock, 2008: 332).

 

Doğru bir tedarikçi seçimi, ürün satın almada uygun bir maliyet sağlar; aynı zamanda rekabet avantajının gelişimini olumlu yönde etkiler. (Xia ve Wu, 2007; 494). Özellikle son zamanlarda teknolojinin ve küreselleşmenin hızla gelişmesine bağlı olarak müşteri isteklerine hızlı cevap verebilmek için işletmeler kendi başarılarının yanı sıra tedarikçi başarıları da vazgeçilmez bir olgu haline gelmiştir.

 

Çok ölçekli karar verme problemi olan tedarikçi seçim süreci, özellikle kritik bir karar verme süreci ile günümüzde önemini devam ettiren bir özelliğe sahiptir. (Boer ve Wegen, 2003). Yiyecek içecek işletmeleri, karmaşık ürünler üreten işletme olmaları nedeniyle hizmet üretiminde yaklaşık 3000 çeşit ürün kullanmaktadır. Çok sayıda ürün çeşidinde yüksek kaliteli ürünler üretmek, ancak doğru tedarikçiyi verimli bir şekilde seçmekle mümkündür. (Dulmin ve Mininno, 2003; Boer ve diğerleri, 2001; Sarkis ve Talluri, 2002; Albayrakoğlu, 2006; Avcıkurt ve diğerleri, 2010).

 

Tedarikçi Seçim Yöntemleri: Gıda Ve İçecek İşletmelerinde Bahp Ve Bulanık Vıkor Yöntemlerine Ahp (Analitik Hiyerarşi Prosesi)

 

Bireylerin oluşturdukları somut kavramların yanı sıra soyut kavramlar onların günlük yaşamlarına karar vermelerinde etkili bir yoldur ve bu kavramlar arasında bir belirsizlik vardır. Karar verme problemlerinde önlem sayısının birden fazla olduğu durumlarda, bu tür problemlere çözüm bulmak için çeşitli bilimsel yöntemler önerilmiştir. (Alp ve Gündoğdu, 2012: 9). Doğal olarak; Modern yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi önemli bir konudur. Özellikle artan rekabet ortamı arasında; işletmeler uzun vadeli tedarikçi ilişkisini tercih etmektedir. (Avcı Öztürk ve Başkaya, 2012). Bunun için işletmelerin stratejik kararlar almaları kaçınılmazdır. Bu stratejik kararlar genel olarak uzun vadeli verilir ve bir belirsizlik içerir. (Seçme ve Özdemir, 2008). 

 

Bunun bir sonucu olarak; insanlar birkaç çözüm araştırdı ve bulanık mantık buldu. İnsanın düşünme mantığına benzerliği nedeniyle bu mantık dikkate alınarak farklı yöntemler kullanılarak doğru karar alınır. Çok kriterli karar yöntemlerine ait analitik hiyerarşik süreç belirsiz bir durumda karar almaya uygun olmadığı için; bulanık mantıkla bir araya getirilerek BAHP (Bulanık analitik hiyerarşi süreci) ortaya çıkarılmıştır (Göksu ve Güngör, 2008; Mikhailov ve Tsvetinov, 2004). Aralıklarla değerlendirme yapmak, doğru değerleri ve karar vericiyi içeren değerlendirme yapmaktan daha güvenilirdir. Bu içerikte; Bulanık mantıkta sadece beyaz ve siyah renkler değil, aralarındaki gri tonlama da dikkate alınır. Bu mantık, insan için değerlendirme sistemine uygunluk açısından benzerlik göstermektedir.

 

AHP ve BAHP, çok kriterli karar problemlerine etkin çözümler sunar. Karar problemleriyle ilgili karar bileşenleri farklı hiyerarşi seviyelerinde yapılandırılır. Amaç hiyerarşinin en üstünde, diğer taraftan olası alternatifler hiyerarşinin en altındadır. Orta düzeyde hiyerarşide bir veya daha fazla karar kriteri yapılandırılır. AHP, karar vericilerin kriterlerin ağırlığını belirlemesine ve kriterler arasında ikili karşılaştırmalar yapmasına olanak tanır. AHP'nin yanı sıra, kriter karşılaştırmasında insan düşünce ve tutumlarını yansıtmayı sağlamaz. 

 

Öte yandan BAHP, yönetim bilimleri, ekonomik, sosyal ve beşeri duyular gibi çeşitli alanlarda yapılandırılmamış problemlerin modellenmesinde kullanılan bir analitik araç olarak bilinmektedir. . Bu nedenle BAHP, doğru veriler içermeyen sorunları tespit ederek ve analiz ederek öne çıkmaktadır. BAHP, bulanık küme teorisini değerlendirerek ve yararlanarak hiyerarşik yapı içindeki alternatifleri seçmeyi amaçlar. (Siew, 2016; Ustasüleyman ve Perçin, 2012; Alp ve Gündoğdu, 2012; Toksarı ve Toksarı, 2011; Sofyalıoğlu, 2009).

 

Bulanık mantık, insana özgü karar verme özelliğini temel olarak makinelere getirmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Bulanık mantık, adından da anlaşılacağı gibi, mantık kurallarının uygulanabilir ve bulanık bir biçimde uygulanmasını sağlar. Klasik mantıkta doğru veya yanlış, var ve yok veya 1 ve 0 gibi ani geçişleri yumuşatır. (Pradhan, 2016) ; Akyüz, 2012: 325; Günden ve Miran, 2008; Tang ve Beynon, 2005; Mon ve diğerleri, 1994;).

 

AHP, birçok karar probleminde bir uygulama alanı bulsa da birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Öncelikle AHP; seçenekler, karar ve değerlendirme kriterleri ile ilgili mevcut belirsizlikleri dikkate almaz ve gelecekte verilecek kararları önemli ölçüde etkiler. (Zhu ve diğerleri, 1999; 450). AHP yöntemi ile çözülen karar problemine mevcut seçeneklerden daha kötü seçeneklerin eklenmesi durumunda seçeneklerin sıralamada değişme olasılığı vardır. Yani; AHP tarafından çözülen karar problemlerinin her zaman güvenilir sonuçları garanti etmediğini gösterir. Özgörmüş ve diğerleri, 2005;112).

 

Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçim süreci çok kriterli karar problemi olarak ifade edilebilir. Hammadde ve yarı mamül ürünlerin prosesinde kullanılacak girdilerin doğru seçilmesi, üretim sürecinde başarıyı yakalamanın etkin bir yoludur. Tedarikçi seçimi için dilsel değişkenler daha uygundur. Bu nedenle yiyecek içecek işletmeleri açısından tedarikçi seçiminde BAHP kullanımı verimli sonuçlar vermektedir. AHP'nin uygulama alanındaki belirsizlikleri dışlamaması açısından yüksek onurlandırma oranı vardır; her halükarda parametrik değişkenlerin öngörülmemesi açısından yürütme alanının etkinliğinin düşük olduğu varsayılmaktadır (Sarıoğlan, 2011; Wang ve diğerleri, 2007).

 

BAHP ve bulanık mantığın yiyecek içecek işletmelerine sağladığı avantajlar aşağıda sıralanmıştır. (Organ ve Kenger, 2012: 121; Sarıoğlan, 2011; Kıyak ve Kahvecioğlu, 2003: 64):

 

• İnsanın düşünce sistemine ve tarzına yakındır.

• Uygulama sürecinde her zaman Matematiksel bir model gerekli değildir.

• Yazılım oldukça basit olduğu için sistem daha ekonomik kurulabilir.

• Bulanık mantık kavramını anlamak oldukça kolaydır.

• Üyelik değeri kullanımı nedeniyle diğer yöntemlere göre daha uygundur.

• Belirsiz bilgiler kullanılıyor

• Doğrusal olmayan fonksiyonların modellenmesine izin verilebilir

• Ancak uzman kişilerden faydalanılarak, bulanık mantığa dayalı bir modelleme veya sistem kolaylıkla tasarlanabilir.

• Geleneksel kontrol yöntemleriyle uyumludur.

• Bulanık mantıkta sözlü ifadelerin kullanılması sonucu daha olumlu göstermektedir.

 

Klasik çok kriterli karar problemlerinde ağırlıkların ve değerlendirmelerin tam olarak bilindiği varsayılmaktadır. Ancak gerçek hayatta bazı durumlarda belirli ifadeleri kullanmak imkansızdır. Bunu çözmek için Fayed (1965) bir bulanık mantık teorisi geliştirdi. Böylece; belirsiz değişkenler sözlü ifade değişkenleri ile ifade edilebilir. Daha sonra birkaç ÇKKV (Çok Kriterli Karar Verme) yöntemi geliştirilmiştir. Bunlardan biri de VIKOR yöntemidir. VIKOR yöntemi son zamanlarda hayatın farklı alanları arasında kullanılmaktadır. Bu çalışmalardan bazıları ile ilgili olarak; personel seçimi, tedarikçi seçimi, su kaynaklarının planlanması. 

 

Bulanık VIKOR, bulanık matrisin değerleri kullanılarak 10 farklı aşama içeren bir algoritmadan oluşmaktadır. (Alguliyevat al., 2015; Yıldız, 2014; Shemshadia, et al., 2011). Fuzzy VIKOR'un 10 farklı uygulama aşaması vardır. Bunlar aşağıda belirtilmiştir; (Ahmad ve diğerleri, 2015; Nisel, 2014; Afful-Dadzia ve diğerleri, 2014; Chatterjee ve diğerleri, 2013; Samantra ve diğerleri, 2012);

 

Adım 1: Problemi çözmek için öncelikle k adet karar verici, n adet alternatif ve m adet kriter belirlenir.

Adım 2: Dilsel değişkenlerin eşdeğerleri bulanık sayılar olarak tanımlanır.

Adım 3: Eşitlemeler bire bir değerlendirme olarak kullanılarak n sayıda karar verici birleştirilir.

Adım 4: Tüm kriterler ve alternatifler için tek değer elde edildikten sonra i ve j kriterli bulanık karar matrisi ve ağırlık matrisi oluşturulur.

Adım 5: j kriterini fayda anlamında değerlendirirsek, eşdeğeri kullanılarak kriter fonksiyonlarının en iyi ve en kötü değerleri belirlenir.

Adım 6: Denklemler arasında, minimum ve maksimum alternatif denklemler yardımıyla Bulanık değerler hesaplanır.

Adım 7: Denklem değerleri indeks eşdeğeri üzerinden hesaplanır.

Adım 8: Bu aşamada sayıların ortalaması alınarak netleştirilmiş indeks değerleri hesaplanır. Daha sonra elde edilen indeks değerlerine göre alternatifler sıralanır. En düşük indeks değeri, en iyi alternatif anlamına gelir.

Adım 9: Bu aşamada en iyi alternatifin uzlaştırıcı bir çözüm olup olmadığı belirlenmelidir. En iyi çözümü belirlemek için uzlaştırıcı çözüm kabul edilebilir.

Adım 10: En iyi alternatif seçilir ve uygulanır

 

Araştırma Yöntemi

 

Çalışmada; Yiyecek ve içecek işletmelerinde doğru tedarikçinin seçilmesinde VIKOR yönteminin uygulanabilirliği ile ilgili bir araştırma yöntemi oluşturulmuştur. Tablo 1'de görüldüğü gibi bulanık mantığın temel felsefesi olan dış (kontrol edilemeyen faktörler) genel ekonomik durum, güvenlik, harcanabilir gelir kriterleri (maliyet, net fiyat, sürdürülebilirlik, teslim süresi vb.) ile temas halinde ve seçilmiştir. nihai hedef olarak doğru tedarikçi seçimi için. Doğru tedarikçi seçimi kapsamında niteliksel ve niceliksel dış faktörlerin değerlerinin tespiti yapılır.

 

Tablo 1. Bulanık Vikor Yönteminin Tedarikçi Seçim Modeli

 

 

Tablo 1. Bulanık Vikor Yönteminin Tedarikçi Seçim Modeli

 

Kaynak: Umamaheswari ve Kumari, (2014).

 

Veri Toplama Yöntemi

 

Bu çalışmada veri toplama yöntemi olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Anketin güvenirliğini ve etkinliğini sağlamak için İstanbul, Ankara, Bursa'da faaliyet gösteren yeme-içme genellikle birinci sınıf restoran ve kafeler) işletmeleri ile bir pilot çalışma yapılmıştır. Pilot çalışma sonucunda elde edilen bulgulardan sonra temel anket formu oluşturulmuştur. Yiyecek içecek işletmelerinde anket ile birlikte nitel bir veri toplama yöntemi olan yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi de uygulanmıştır. Araştırma, yiyecek içecek işletmelerinin üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirilmiştir.

 

Verilerin Analizi

 

Saha araştırması sonucunda elde edilen veriler SPSS 22.0 bilgisayar programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Analiz yöntemi olarak; yiyecek içecek işletmelerine ait demografik frekans analizi kullanılmıştır. Uygulanan ölçeğin değerlendirilmesi kapsamında deneklerin bir veya birden fazla değişkenine ait puan veya değerlere ait özellikleri belirlemek için verilerin frekans ve yüzde dağılımı yapılmıştır. (Büyüköztürk, 2016). Ayrıca; Bu çalışmada elde edilen veriler, Fuzzy Vikor yönteminin yiyecek içecek işletmelerinde uygulanabilirliğini test etmek için anket yöntemi ile frekans analizi ile hesaplanmıştır.

 

uygulanabilirliğinin önündeki engellerin belirlenmesine ilişkin üst düzey yöneticilerin görüşleri analiz edilmiş ve yarı yapılandırılmış görüşme ile elde edilen veriler deşifre yöntemiyle kağıda dökülmüştür. Bu yöntemle nicel veriler nitel verilerle desteklenir.

 

Bulgular

 

Veriler, katılımcıların/işletmelerin demografik profilleri ve bulanık vikor yönteminin yiyecek ve içecek işletmelerinde uygulama eğilim düzeylerine ilişkin olmak üzere iki ana bölümde analiz edilerek, çalışma kapsamında incelenmiştir. Yiyecek içecek işletmelerinin iş kapasitesi, çalışan sayıları, faaliyet dönemleri, işletmelerin yeri ve faaliyet alanları Tablo 2'de gösterilmiştir. Öncelikle işletmelerin iş kapasiteleri analiz edilmiştir. Aynı anda ağırlanabilen 51 ve 250 misafir aralığına odaklanmıştır. İşletmelerin çoğunluğu 50'nin altında çalışan ve 51-100 çalışan aralığında istihdam etmektedir.

 

Tablo 2. Yiyecek ve İçecek Demografik Profillerinin İncelenmesi

 

 

Değişkenler


Frekans(n)


Yüzde(%)


İşletme Kapasitesi


 


 


50 ve altı


79


10,59


51-100


107


14,34


101-150


164


21,99


151-200


188


25,21


201-250


250 ve üzeri


171


37


22,91 4,96


Toplam


746


100,0


İşletmede Çalışan Sayısı


 


 


1-25


26-50


376


197


50,39


26,41


51-75


97


13,01


76-100


59


7,91


100 ve üzeri


17


2,28


Toplam


746


100


İşletmenin Faaliyet Süresi


 


 


2 yıl ve altı


169


22,65


2-5 yıl


193


25,87


6-10 yıl


156


20,91


11-15 yıl


124


16,62


16-20 yıl


52


6,97


21-25 yıl


38


5,09


25 yaş ve üzeri


14


1,89


Toplam


746


100


İşletmenin Yeri


 


 


şehir merkezinde


627


84,09


şehir merkezi dışında


119


15,91


Toplam


746


100


Enterprise segmenti


 


 


Restoran


534


71,58


Kafe


166


22,24


Çubuk


32


4,29


Diğerleri


14


1,89


Toplam


746


100


İşletmelerin faaliyet gösterdiği şehirler


 


 


Adana


Afyonkarahisar


Ankara


Antalya


Aydın


Balıkesir


Bolu


Bursa


19


11


47


71


53


12


16


37


2,55


1,47


6,31


9,48


7,11


1,62


2,14


4,96


İşletmelerin faaliyet gösterdiği şehirler


 


 


Çanakkale


Denizli


Diyarbakır


Edirne


Erzurum


Eskişehir


Gaziantep


Hatay


İzmir


İstanbul


Kahramanmaraş


Kayseri


Kocaeli


Konya


Kütahya


Manisa


Mersin


Mardin


Muğla


Nevşehir


Ordu


Sakarya


Samsun


Sivas


Şanlıurfa


Tekirdağ


Trabzon


kamyonet


16


21


3


12


6


31


9


15


44


74


13


16


24


13


7


18


13


4


49


23


5


14


9


8


7


8


12


6


2,14


2,82


0,41


1,62


0,81


4,16


1,21


2,01


5,91


9,89


1,74


2,14


3,22


1,74


0,94


2,42


1,74


0,54


6,54


3,08


0,67


1,89


1,21


1,07


0,94


1,07


1,62


0,81


Toplam


746


100


 

İşletmelerin faaliyet süreleri birbirinden farklılık gösterse de büyük bir kısmı kısa-orta dönemli işletme işletmelerinde yoğundur. Girişimlerin çoğu şehir merkezlerinde kurulur, ancak yine de ülkelerde kurulan işletmelerin izleri vardır. Yiyecek içecek işletmelerinin önemli bir bölümünün restoran olarak faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir. 36 ilde araştırma yapılmış ve nüfus yoğunluğuna ve işletmelerin potansiyellerine göre oranlar araştırmaya dahil edilmiştir. 

 

Bu kapsamda İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Aydın, Muğla gibi yiyecek içecek işletmeleri ve nüfusu yüksek potansiyele sahip illerde saha araştırması yoğunluğu yapılmıştır. Bursa. Bu veriler doğrultusunda; turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu iller ile yiyecek içecek işletmelerindeki yoğunluğun nedeninin benzerlikler paylaştığı tespit edilmiştir.

 

Tablo 3'te; yöneticilerin demografik profilleri incelenmiş ve aşağıdaki tablo 2'de gösterilmiştir. Katılımcıların çoğunluğu (%86,70) erkektir. İçinde

 

bu bağlam; büyük ölçekli yiyecek içecek işletmelerinde önemli ölçüde erkeklerin baskın olduğu sonucuna varılmıştır. Yöneticilerin çoğunluğu 26-50 yaş aralığındadır (genç ve orta yaş başı). Bu sonucun yiyecek içecek sektörünün dinamik bir sektör olmasından kaynaklandığı varsayılmaktadır.

 

Tablo 3. Yiyecek İçecek İşletmelerinde Yöneticilerin Demografik Profillerinin Analizleri

 

 

Değişkenler


Frekans(n)


Yüzde (%)


Cinsiyet


 


 


Erkek


647


86,70


Dişi


99


13,30


Toplam


746


100,0


Yaş


 


 


21-25


29


3,89


26-30


102


13,69


31-35


118


15,81


36-40


167


22,39


41-45


133


17,83


46-50


91


12,19


50 ve üzeri


106


14,20


Toplam


746


100


Yöneticilerin konumu


 


 


Sahip


248


33,24


Genel Müdür


143


19,17


Müdür Yardımcısı


128


17,18


Yönetici Şef Restoran Şefi


186


41


24,92 5,49


Toplam


746


100,0


En son diploma derecesi aldı


 


 


Öncelik


26


5,41


İkincil


39


8,95


Lise


179


41,27


iki yıllık derece


221


28,63


Üniversite mezunu


268


14,76


Usta


11


0,98


Doktora


2


-


Toplam


746


100,0


 

Çoğunluk kısmı (%33,24) önemli ölçüde genel müdür, müdür yardımcıları ve operasyon müdürlerinden oluşmaktadır. Yöneticilerin çoğunluğu lisans düzeyinde olmasına rağmen, iki yıllık ve lise mezunu yöneticilerin rasyonel ağırlığı düşüktür. Bulanık vikor yönteminin yiyecek içecek işletmelerinde uygulanabilmesi için 14 farklı önceliklendirme yapılmıştır. 

 

Bu kapsamda; fuzzy vikor'un uygulanabilirliği katılımcılardan yüksek oranlara sahiptir. 

 

Bunlar; doğru tedarikçi seçimi için karar verici grubun oluşturulması, işletmelerde tedarikçi seçimine ilişkin değerlendirme kriterlerinin ortaya çıkarılması, tedarikçi seçimine yönelik seçeneklerin belirlenmesi, tedarikçi seçimi için belirlenen kriterlerin değerlendirilmesi, dilsel değerlendirmelerin bulanık sayılara dönüştürülmesi, değerlendirilenlerden alternatif karar matrislerinin oluşturulması tedarikçi seçimi için alternatifler, tedarikçi seçimi için en iyi ve en kötü değerlerin belirlenmesi, tedarikçi seçimi için netleştirilmiş değerlerden sıralama yapılması ve tedarikçi seçimi için en iyi çözümlerin belirlenmesi.

 

Tablo 4. Tedarikçi Seçim Süreci Adımlarına Yönelik Rasyonel Ağırlıklar Yiyecek ve İçecek İşletmelerinde Bulanık Vikor Yöntemi

 

Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için karar verici grup oluşturulabilir.


64,06


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için değerlendirme kriterleri bulunabilir.


79,86


Yiyecek ve içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için seçenekler belirlenebilir


74,63


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için belirlenen kriterler değerlendirilebilir.


81,74


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için belirlenen seçenekler değerlendirilebilir.


80,53


Yiyecek ve içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için dilsel değerlendirmeler bulanık sayılara dönüştürülebilir


52,93


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için değerlendirilen kriterlerin bulanık ağırlıkları hesaplanabilmektedir.


42,21


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için değerlendirilen seçeneklerin bulanık karar matrisleri oluşturulabilir.


50,52


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için en iyi ve en kötü bulanık değerler belirlenebilir.


62,44


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için seçeneklerin en iyi ve en kötü değerleri arasındaki mesafe hesaplanabilir.


51,46


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için isteğe bağlı tedarikçilerin bulanık küme mantık değerleri hesaplanabilmektedir.


47,57


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için bulanık sayılar netleştirilebilir


49,31


Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için netleştirilmiş değerlerin isteğe bağlı sıralamaları yapılabilir.


66,60


Tedarikçi seçimi yiyecek içecek işletmesi için makul çözümler bulunabilir.


63,65


 

Önermelerin katılım düzeyi aşağıdakilerle ilgili olarak düşüktür; yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi kriterlerinin bulanık ağırlıklarının hesaplanması, alternatif tedarikçilerin değerlerinin bulanık mantıkla hesaplanması, açıklığa kavuşturulması

 

yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimi için bulanık sayılar. Bu düşük katılımın temel nedeni, çalışanın yetersiz bilişsel bilgi düzeyine sahip olduğu varsayılmaktadır.

 

Sonuç Ve Öneriler

 

Araştırma sonucunda literatür taramasından sonra ortaya çıkan bulgulara ve alan araştırmasına çalışmada değinilmiştir. Birinci bölüm (literatür), yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçiminin etkinliğini artırmak için kullanılan analitik hiyerarşik süreç (AHP) ve BAHP kavramı ve uygulanabilirliği hakkında bulanık vikor hakkındadır. İkinci bölümde, bulanık vikor yönteminin tedarikçi seçiminde uygulanabilirliğine yönelik saha araştırması sonucunda elde edilen bulgular ve analiz edilen veriler yer almaktadır. Bulanık vikor yönteminin yiyecek içecek işletmelerinde büyük ölçüde uygulanabilir olduğu sonucuna varılabilir.

 

Bulanık vikor yönteminin yiyecek ve içecek işletmelerinde uygulanabilirliği konusunda bir sonuca varılsa da; verimliliği artırmak için süreç içerisinde yeni stratejiler oluşturmak ve bazı engelleri aşmak gerekmektedir. Araştırmayı yarı yapılandırılmış görüşme ile gerçekleştirdikten sonra üst düzey yöneticilerin bilgi düzeyleri ve bilişsel bilgi düzeyleri konusunda eksiklik ve nitelikli çalışan eksikliği olduğu sonucuna varılmıştır. Bu konularla ilgili olarak bazı öneriler geliştirilmiştir:

 

• Yiyecek içecek işletmelerinin satın alma bölümünde tedarikçi seçimi konusunda mutlaka uzman ve kalifiye eleman istihdam edilmelidir.

• Yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçim sürecine ürünü kullanacak firma yöneticisinin dahil edilmesi gerekmektedir.

• İşletmelerin satın alma departmanı, satın alma politikaları çerçevesinde objektif tedarikçi seçim kriterlerini belirlemelidir.

 

Bu çalışmada, yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçiminde bulanık vikor yönteminin etkinliğini ve uygulanabilirliğini artırmak için bir takım öneriler geliştirilmiştir. Bulanık TOPSIS, bulanık aksiyomatik tasarım vb. yöntemlerin yiyecek içecek işletmelerinde tedarikçi seçimine uygulanabilirliği konusunda bundan sonraki çalışmalar için bir takım önerilerin geliştirilmesi gerekmektedir.

 

REFERANSLAR

Afful-Dadzie, E. Nabareseh, S. ve Oplatkova, ZK (2014), Bulanık VIKOR Yaklaşımı: İnternet Sağlık Bilgilerinin Kalitesini Değerlendirmek , Bilgisayar Bilimi ve Bilgi Sistemleri üzerine 2014 Federe Konferansı Bildirileri , 183–190.

Ahmad, J. Xu, J., Nazam, M. ve Javed, MK (2015). Uluslararası Bilimler Dergisi: Temel ve Uygulamalı Araştırma (IJSBAR) , 19 (1), 1-16.

Alguliiyev, RM, Alguliiyev, RM ve Mahmudova, R. (2015). Modifiye Bulanık VIKOR Yöntemi ile Çok Kriterli Personel Seçimi, Hindawi Publishing Corporation The Scientific World Journal, 1-16.

Akyüz, G.. (2012). Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi İle Fabrika İmalat Performansının Ölçümü, Ege Akademik Bakış Dergisi , 12(3), 323-338.

Albayrakoğlu, P. (2006). İkram Servis İşletmelerinde Tedarik Zinciri Yönetimi ve Usaş Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , İstanbul.

Alp, S. ve Gündoğdu, CE (2012). Kuruluş Yeri Seçiminde Analitik Hiyerarşi Prosesi Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi Uygulaması, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 14(1), 7-25.

Avcı Öztürk, B. ve Başkaya, Z. (2012). Bulanık Analitik Hiyer Süreci İle Bir Ekmek Fabrikasında Unvanı Seçimi, Business and Economic Research Journal , 3(1), 131-159.

Avckurt, C., Köroğlu, A., Doğdubay, M., Sarıoğlan, M. (2010). Tedarik Zinciri Yönetiminin İşleyişine Göre Otel İşletmelerinde Tedarikçi Seçim Tekniklerinin Uygulanabilirlik Analizi, VII. Uluslararası Lojistik ve Tedarik Cahin Kongresi (Bildiriler Kitabı) , 262-271.

Avcıkurt, C., Doğdubay, M. ve Sarıoğlan. M. (2010). Yiyecek İçecek Tedarik Zinciri Yönetimi Kapsamında seçim Teknikleri. IV. Ulusal Gastronom Sempozyumu (16-17 Nisan 2010), Antalya.

Bellido, JM, Heras, AD (2017). İspanyol Yiyecek ve İçecek Tedarik Zincirinde İttifak Başarı Faktörlerinin Açıklanması: Vaka Analizi, Mühendislik Sistemleri ve Ağları , Springer International Publishing.

Bevilacqua, M., Ciarapica, FE ve Giacchetta, G. (2006). Tedarikçi Seçiminde Bulanık-QFD Yaklaşımı. Satınalma ve Tedarik Yönetimi Dergisi t, 12, 14–27.

Boer, De L. (2017). Tedarikçi Seçiminde Prosedürel Rasyonellik Seçim Kriterlerini Seçmek için Üç Sezgisel Yöntemi Ana hatlarıyla, Yönetim Kararının Dergisi , 55(1), 32-56.

Boer , De L. ve Wegen, VD (2003). Resmi Tedarikçi Seçimi Uygulaması ve Vaadi: Dört Deneysel Vaka Üzerine Bir Çalışma , Satınalma ve Tedarik Yönetimi Dergisi , 109-118.

Boer, De L., Labro, V. ve Morlacchi. P. (2001). Tedarikçi Seçimini Destekleyen Yöntemlerin Gözden Geçirilmesi, European Journal of Purchsing & Supply Management, 7(2), 75-89.

Büyüköztürk, Ş. (2016). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı İstatistik, Araştırma Deseni SPSS Uygulamaları ve Yorum, Pegem Akademik

Yayıncılık , 2016.

Chatterjee, K., Kar, MB ve Kar, S. (2013). Bilgi Sistemi (IS) Dış Kaynak Kullanımı, Hesaplamalı ve İş Zekası (ISCBI) için Sezgisel Bulanık Vikor Yöntemini Kullanan Stratejik Kararlar , Bildiriler Uluslararası Sempozyumu (24-26 Ağustos 2013). 123-126.

Com, M., Phil, M. (2016). Tedarik Zinciri Yönetiminde Küresel Eğilimler, ZENITH Uluslararası İşletme Ekonomisi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi , 6(1), 99-112.

Dulmin, R. ve Mininno. V. (2003). Çok Kriterli Karar Yardımı Yöntemi Kullanarak Tedarikçi Seçimi, Tedarik Yönetimi Satın Alma Dergisi , 9(4), 177-187.

Frost, W. Laing, J., Best, G., William, K. Strickland P., Lade, C. (2016). Gastronomi, Turizm ve Medya, Channel View Yayını .

Glock, CH (2008). Kalite Değerlendirmesi ile Tek Satıcı-Tek Alıcı Envanter Modelinde Asıl-Temsilci-Sorun. VI. Uluslararası Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi , 6-7 Kasım 2008, 332-340.

Göksu, A. ve Güngör, İ. (2008). Bulanık Anatik Hiyerarşi Prosesi ve Üniversite Tercih Sıralamasında Uygulanması, Süleyman Demirel

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 13(3), 1-26.

Günden, C. ve Miran, B. (2008). Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci Kullanılarak Çiftçi Kararlarının Analizi, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 45(3),195-204.

Jiang, X., Wu, Z., Yang, Y. (2017). Sürdürülebilir, Yeşil Bina, Çevre, Enerji ve İnşaat Mühendisliği Kriterlerini Analiz Etmek İçin Bulanık Bir DEMATEL Yöntemi , CRC Press Taylor&Francis, 85-93.

Kaplan, A., İlban, MO, Bezirgan, M. (2016). Yiyecek İçecek İşletmelerinde Yöneticilerin Liderlik Davranış Tarzlarının Çalışanların Örgütsel Bağlılık Etkilerine: Edremit Körfezi Örneği, 15. Geleneksel Turizm Sempozyumu (22 Nisan 216) , Balıkesir.

Kıyak, E. ve Kahvecioğlu, A. (2003). Bulanık Mantık ve U çuş Kontrol Probleminin Uygulanması, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi , 1(2), 63-72.

Mikhailov, L. ve Tsvetinov, P. (2004). Bir Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci Kullanarak Hizmetlerin Değerlendirilmesi. Uygulamalı Yumuşak Hesaplama, 5(1), 23-33.

Mon, D.-L., Ching-Hsue C. ve Jiann-Chern L. (1994). Entropi Ağırlığı, Bulanık Kümeler ve Sistemlere Dayalı Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci Kullanılarak Silah Sisteminin Değerlendirilmesi , 62(2), 127-134.

Nisel, S. (2014). Çevrimiçi Lisansüstü İşletme Programlarını Sıralamak için Genişletilmiş VIKOR Yöntemi, International Journal of Information and Education Technology, 4(1), 103-107.

Organ, A. ve Kenger, MD (2012). Bulanık Analitik Hiyerarşi Sürecive Mortgage Banka Kredisi Seçim Problemine Uygulanması, Niğde

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5(2),119-135.

Özel, B. ve Özyörük. B. (2007). Bulan Emlak Tasarım ile Firmaık Aksiyomatik Seçimi. Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi , 22(3), 415-423.

Özgörmüş, E., Mutlu, Ö. ve Güner, H. (2005). Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi İle PersonelSeçimi. V. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi, 25-27 Kasım 2005, 111-115.

Pradhan, MC (2016). Pirinç Pişirici Kullanarak Yemek Yapmanın Akıllı Bulanık Tabanlı Tekniği, Asya Elektrik Bilimleri Dergisi , 5(1), 1-7.

Samantra, C., Datta, S. Mahapatra, SS (2012). Çok Nitelikli Grup Karar Verme (MAGDM) için Bulanık Tabanlı VIKOR Yaklaşımının Uygulanması: Tedarikçi Seçiminde Bir Vaka Çalışması, İmalat ve Hizmetlerde Karar Verme , 6(1), 25–39.

Sarkis, J. ve Talluri, S. (2002). Stratejik Tedarikçi Seçimi İçin Bir Model , Tedarik Zinciri Yönetimi Dergisi , 38(1), 18-28.

Seçme, N. ve Özdemir, A.İ. (2008). Bulanık Analitik Hiyerarşi Yöntemi Çok Kriterli Stratejik Model Seçimi: Türkiye Örneği Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi , 222), 175-191.

Siew, LW, Wai, CJ, Hoe, LW (2016) Lisans Öğrencileri Arasında Fast Food Restoranlarının Seçimi Üzerine AHP Modeli ile Ampirik Bir Çalışma, American Journal of Information Science and Computer Engineering , 2(3), 15-21.

Shemshadi, A. Shirazi, H.,Toreihi, M. ve Tarokh, MJ (2011). Objektif Ağırlıklandırma için Entropi Ölçümüne Dayalı Tedarikçi Seçimi için Bulanık Bir VIKOR Yöntemi, Uygulamalı Uzman Sistemler , 38 (10), 12160-12167.

Sofyalıoğlu, Ç. (20 09). Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci İle Uygun Altı Sigma Metedolojisinin Seçimi, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim ve Ekonomi Dergisi , 16(2), 1-17.

Şen, E. (2006). Kobi'lerin Uluslararası Rekabet Güçlerini Arttırmada Tedarik Zincir Yönetiminin Önemi. TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi .

Tang, YC ve Malcolm JB (2005). Bir Sermaye Yatırım Çalışmasında Bulanık Analitik Hiyerarşi Sürecinin uygulanması ve geliştirilmesi, Journal of Economics and Management, 1(2), 207-230.

Toksarı, M. ve Toksarı, D. (2011). Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (BAHP) Hedef Pazarın Belirlenmesi, ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 38(1).

Türer, S., Ayvaz, B., Bayraktar D. ve Bolat, B. (2008). İnceleme Değerlendirme Süreci İçin Yapay Sinir Ağı Yaklaşımı: Gıda Sektöründe Bir Uygulama. Endüstri Mühendisliği Dergisi , 20(2), 31-40.

Umamaheswari, A. ve Kumari, P. (2014). Bulanık TOPSIS ve Üçgen Bulanık Kararsız Kümeleri Kullanan Bulanık VIKOR Yöntemleri, International Journal of Computer Engineering and Information Technology Research, 4(3), 15-24.

Ustasüleyman, T. ve Perçin, S. (2012). Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci Yaklaşımı İle Toplam Kalite Yönetimi (TKY) Uygulamalarında Kritik BaşarıFaktörlerinin Önem Derecesinin belirlemenmesi, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi , 26(1), 147-164.

Van, LH, Chou, AY, Yu, VF, Dat, LQ (2016). Genelleştirilmiş Bulanık Çok Kriterli Karar Verme Yaklaşımını Kullanarak Tedarikçi Seçimi ve Değerlendirmesi, 2016 Sekizinci Uluslararası Sistem Mühendisliği Konferansı , 31-36.

Xia, W., Zhiming W. (2007). Toplu İndirim Ortamlarında Çoklu Kriterli Tedarikçi Seçimi. Uluslararası Yönetim Bilimi Dergisi e, 494-504.

Wang, L., Jian C. ve Jun W. (2007). Bir Bulanık Analitik Hiyerarşi Sürecine Dayalı Optimum Bakım Stratejilerinin Seçimi, International Journal of Production Economics , 107(1), 151-163.

Yıldız, A. (2014). Bulanık VIKOR Yöntemini Kullanarak Proje Seçim Sürecinin İncelenmesi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 14(1), 115-128.

Zhang, X., Deng, Y., Chan F.TS., Adamatzky, A., Mahadevan, S. (2016). Kanıt Teorisine ve Analitik Ağ Sürecine Dayalı Tedarikçi Seçimi , Mühendislik İmalatı Dergisi , 230(3), 562-573.

Zhu, K.-J., Yu Jing ve Da-Yong C. (1999). Kapsamlı Analiz Yöntemi ve Bulanık Analitik Hiyerarşi Sürecinin Uygulanması Üzerine Bir Tartışma . Avrupa Yöneylem Araştırması Dergisi , 450-456.

 

Has aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR olarak kaynak gördüğüm:

Sn. Mehmet SARIOĞLAN' a ilgili "Yiyecek-İçecek İşletmelerinde Bulanık Vikor Yöntemi ile Tedarikçi Seçimi (Türkiye Örneği)" isimli akademik çalışmaları için yürekten teşekkür eder mesleki yaşamlarında başarılar dilerim. Profesyonel mutfaklarda, ilgili araştırmalarda ve gastronomi dünyasında ihtiyacı olanlar tarafından mutlaka örnek olarak dikkate alınacaktır.

Türk Mutfağından Kaybolan Kerkük Yemekleri Nedir?

 Türk Mutfağından Kaybolan Kerkük Yemekleri Nedir? Ziyat AKKOYUNLU* Özet:  Bu makalede, Orta Asya’dan başlayarak Osmanlı’ya ve oradan da Ker...