Mabeyn-i Hümâyûn Dairesi (I. Abdülhamid Dairesi)
İlber Ortaylı
Sultan I. Selim Kulesi’ne bitişik olarak Sultan I. Abdülhamid tarafından inşa ettirilen Mabeyn Dairesi, İkballer Taşlığı’nın Has Oda cephesinde ve Başkadın Efendi Dairesi’nin altında yer alır.
Sultan I. Abdülhamid ailesi ile birlikte burada yaşamış, I. Abdülhamid Has Oda’sını ise kışlık olarak kullanmıştır.
Mabeyn Dairesi, Araba Kapısı’ndan girildiğinde, Harem mekânlarının sonuncusudur. Selamlık ile Harem arasında bulunması sebebiyle Mabeyn-i Hümâyûn Dairesi I. Abdülhamid Dairesi denilmiştir. İki kapısından biri olan, Demir Kapısı Havuzlu Taşlığa (saraya); diğeri ise Altınyol’a (Harem’e) açılmaktadır.
Bir anlamda sarayın resmi mekânları ile padişahın özel mekânlarını birbirinden ayıran bir daire özelliği gösterir. Daire bir sofa ve iki odadan müteşekkil olup odalardan biri Aynalı Oda diğeri Taş Oda veya Hazine Odası olarak isimlendirilir.
Sofanın duvarları çiçek desenli Hollanda çinileriyle süslenmiş ve bir tarafa da rokoko üslubunda güzel bir mermer ocak yerleştirilmiştir. Sofadan Başkadınefendi Dairesi’ne çıkışı sağlayan ve servis hizmetlerinde kullanılan dolap içi bir de geçit vardır.
Sofadan Aynalı Oda’ya Taş Oda denilen bir aralıktan geçilir. Kiler olarak kullanıldığı sanılan bu oda aslında Yavuz Sultan Selim döneminde sarayın surları üzerine yapılan I. Selim Kulesi’nden günümüze kalmıştır.
Aynalı Oda, divanhâne olarak kullanılmaktadır. Adını pencerelerde cam yerine kristal aynaların kullanılmasından alır. Aynalarla daha zenginleştirilen tezyinatta rokoko süslemeler yoğun olarak kullanılmıştır. Üstte yer alan kafa pencerelerinde ise Osmanlıların meşhur sanatı vitray kullanılmıştır.
Aynalı Oda’da siyah zemin üzerine yaldızla yazılmış Hilye-i Hakani (Hz. Peygamber’in fiziki özelliklerini ve örnek davranışlarını anlatan divan edebiyatının ilk hilyesi) bulunur.
Aynalı Oda’nın kapısı üzerindeki tuğra, yapının banisine, Sultan I. Abdülhamid’e aittir. Kitabesindeki beyitlerin sonunda yer alan Hicri 1193 tarihi, 1778 yılına tekabül eder.
Cevri Kalfa, II. Mahmud’u yakalamaya çalışan asilerin üzerine bu merdivenlerde kül atarak zaman kazanmış ve saraylıların da yardımıyla şehzadeyi dama çıkartarak kurtarmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder